Tüpraş Ar-Ge Fuel-Up Biyoyakıt Projesine Avrupa Komisyonu’ndan 1 Milyon Euro Fon Desteği

Tüpraş, geleceğin enerjisini üretme vizyonuyla havacılık ve deniz taşımacılığında kullanılacak biyoyakıtların üretimi için farklı hammadde kaynaklarından faydalanmayı hedefleyen önemli bir Ar-Ge projesine başlıyor. Tüpraş Ar-Ge’si Fuel-Up biyoyakıt projesiyle Avrupa Komisyonu tarafından 1 milyon Euro fona hak kazanırken, şirketin ‘Ufuk Avrupa sürdürülebilir, güvenli ve rekabetçi enerji çağrıları’ kapsamında 118 proje ve 1972 kurum arasında fon alan 2 Türk kuruluşundan biri olmasını sağladı.

Tüpraş, 2050 yılı Stratejik Dönüşüm Planı doğrultusunda hayata geçirdiği sürdürülebilir iş modelleri ve yenilikçi projeleriyle başarılarını tescillemeye devam ediyor. Şirket, “Ufuk Avrupa sürdürülebilir, güvenli ve rekabetçi enerji çağrıları” kapsamındaki Fuel- Up biyoyakıt projesiyle Ar-Ge çalışmalarına Avrupa Komisyonu tarafından 1 milyon Euro fona hak kazandı. Böylece Ufuk Avrupa’da yarışan 118 proje ve 1972 kurum arasında ön plana çıkan Tüpraş, fonlanmaya hak kazanan 2 Türk kuruluşundan biri oldu.

Fuel-Up projesiyle yenilenebilir hammadde alternatifi olarak yüzde 100 biyojenik (fosil olmayan) ormancılık kalıntılarından elde edilen piroliz (termal kırılma) yağlarının kullanılması planlanırken, çevreci havacılık ve denizcilik yakıtları üretiminin demo ölçekte ilk defa gerçekleştirilmesi hedefleniyor. 4 yıl sürecek projenin toplam bütçesi 9 milyon Euro olarak belirlenirken, Tüpraş çalışmaları için kullanılacak 1,5 milyon Euro’nun yüzde 70’i Avrupa Komisyonu tarafından desteklenecek.

Tüpraş, Türkiye için erişilebilir orman ve tarım atığı alternatiflerini araştıracak

Türkiye’de önemli bir sürdürülebilir havacılık yakıtı (SAF) üreticisi olma amacı doğrultusunda 2022 yılının ikinci yarısında UOP Ecofining™ teknolojisinin kullanımı için Honeywell ile lisans anlaşması imzalayan Tüpraş; yatırımları ile 2030 yılında 400 bin ton biyoyakıt hammaddesi işlemeyi, 2035 sonrası dönemde ise SAF üretim kapasitesini 3 katına çıkarmayı hedefliyor.

Türkiye’nin en büyük SAF tedarikçisi olma hedefiyle alternatif hammaddelere dayalı, gelişmekte olan teknolojilere yönelik Ar-Ge çalışmaları da yürütülüyor. Fuel-Up projesiyle birlikte Türkiye’nin erişilebilir fakat değerli ürünlere dönüşümü henüz çok yaygın olmayan biyokütle kaynaklarından ormancılık ve tarım atıkları kullanılarak düşük emisyonlu ve yüksek katma değerli yakıtların üretimi araştırılacak.

Yenilikçi proseslerle yüksek verimlilik ve düşük maliyete odaklanan çalışmalar yürütmeyi önceliklendiren şirket, uzun vadede bitkisel ve hayvansal atık yağlara olan bağımlılığın azaltılması konusunda önemli sorumluluklar üstlenecek. Fuel-Up projesinde Tüpraş, biyopolimer içerikli odunsu kaynaklardan elde edilecek yağların özelliklerinin iyileştirilmesi ve yakıta dönüştürülmesi için gerekli süreç yol haritasını ve şartları belirleyecek. Geliştirilecek çözümlerle çevresel regülasyonlara uygun, karbon ayak izi düşük yakıtların yaygınlaştırılması için rafinerilerin adaptasyonu sağlanacak.

Sürdürülebilir havacılık yakıtı, denizcilik dizeli ve nafta üretimi gerçekleştirilecek

Ormancılık ve tarım faaliyetlerinin kalıntılarından elde edilen yağlarda bulunan yüksek oksijen içeriği ve aşındırıcı etkiler, rafinerilerdeki mevcut yöntemlerle doğrudan işlemeyi elverişsiz kılıyor. Mevcut proseslerle ürünün işlenmesi sonucunda yakıt kalitesinde olumsuz sonuçlar meydana gelebiliyor. Fuel-Up projesinin ortakları ile yürütülecek katalizör geliştirme faaliyetlerinin Tüpraş’ın rafinaj tecrübesiyle birleşimi ise, söz konusu kısıtları ortadan kaldıracak bir çözüm olarak öne çıkıyor.

Tüpraş, bu sayede 2050 Stratejik Dönüşüm Planı hedefleri ile paralel olarak Ar-Ge çalışmalarında da alternatif biyo hammaddelerin sürdürülebilir yakıtlara dönüşümünde önemli bir rol oynamayı planlıyor. Fuel-Up projesinde odun bazlı yağların biyoyakıtlara dönüştürülmesi için geliştirilecek yöntemin ticarileşme öncesi seviyede geçerliliği test edilerek sürdürülebilir havacılık yakıtı, denizcilik dizeli ve nafta üretimi gerçekleştirilecek.

Süreçte, üretilen yakıtların kalite değerlendirmesi yapılarak yeni üretim yönteminin standardizasyonunun da önü açılmış olacak.