Gelecekteki Mesleklerde Sürdürülebilirlik Trendi

Dünya Ekonomik Forumu‘nun raporuna göre, istihdam artışı en fazla sürdürülebilirlik, yapay zekâ ve bilgi güvenliği alanlarında yaşanacak. Bu alanlar, gelecekteki iş fırsatları ve istihdam potansiyeli açısından büyük önem taşıyor.

Mesleklerin Geleceği Raporu 2023, 45 ülkede, 27 endüstriyi kapsayan 803 şirketin üst düzey yöneticileriyle yapılan anket sonucunda oluşturuldu. Rapor, 2023-2027 arasında gelişen teknolojinin iş piyasalarını nasıl etkileyeceğini, işleri ve becerileri nasıl şekillendireceğini ortaya koyuyor.

Rapora göre, dünya genelinde şu anda 83 milyon kişinin istihdam edildiği bazı mesleklerin 2027′ye kadar ortadan kalkacağı öngörülüyor. Ayrıca rapor, 69 milyon kişinin yeni iş alanlarında çalışmaya başlayacağı tahminini yapıyor. Bankacılık, sekreterlik, postacılık, kasiyerlik gibi meslekler, hızla kaybolacak meslekler arasında yer alıyor. Teknolojik yeniliklerin yanı sıra yavaş ekonomik büyüme, arz kıtlığı ve enflasyon gibi faktörler, bu meslekler için en büyük riskleri oluşturuyor. İş piyasalarındaki değişimler, bireylerin işlerini ve becerilerini yeniden şekillendirmelerini gerektirecek ve gelecekteki istihdam trendlerini etkileyecek gibi görünüyor.

Meslek Grupları, Dijitalleşmeye Odaklanmalı

Teknoloji, dijitalleşme ve sürdürülebilirlik, yeni işlerin oluşumunda önemli rol oynayan faktörler arasında parıldıyor. Bu doğrultuda, yapay zekâ ve makine öğrenimi uzmanlığı, sürdürülebilirlik uzmanlığı ve bilgi güvenliği uzmanlığı gibi alanlarda en hızlı büyüyen işlerin ortaya çıkması bekleniyor. Eğitim, tarım ve dijital ticaret sektörlerinde ise istihdam artışı yaşanması öngörülüyor. Gelecek yıllarda teknolojik gelişmelerin iş piyasalarını dönüştürmesiyle birlikte bireylerin bu yeni eğilimlere ayak uydurabilmek için becerilerini geliştirmesi büyük önem taşıyor. Sürdürülebilirlik, çevre bilinci ve dijital yetkinlikler, iş arayanların rekabet avantajı elde etmelerinde kritik bir rol oynayacak.

Yeni teknolojilerin yaygınlaşmasıyla birlikte eğitim sektöründeki işlerin 2023-2027 döneminde yaklaşık yüzde 10 oranında artması öngörülüyor. Bu süre zarfında mesleki eğitim öğretmenleri ve üniversitedeki akademisyenler için yaklaşık 3 milyon ek istihdamın oluşabileceği tahmin ediliyor. Eğitim alanındaki bu büyüme, teknolojinin sınıflara ve öğrenme süreçlerine entegrasyonuyla birlikte gerçekleşecek.

Tarım sektöründe yüzde 30‘luk bir artışla birlikte 3 milyon ek iş oluşması bekleniyor. Ayrıca dijital alanda da dijital dönüşüm uzmanları, dijital pazarlama ve strateji uzmanları gibi alanlarda dört milyon kişilik istihdamın oluşacak. Tarım sektöründeki bu büyüme, teknolojinin kullanımıyla birlikte gerçekleşecek. Yenilikçi tarım teknolojileri ve dijital çözümler, verimlilik artışı ve sürdürülebilir tarım uygulamaları için fırsatlar sunacak.

Türkiye’de Trend Yapay Zekâ ve Dijital Uygulamalar

Türkiye’de 2023-2027 döneminde işgücü kaybının yüzde 26 seviyesinde gerçekleşeceği belirtiliyor. Bu oran, dünya ortalaması olan yüzde 23‘ün üzerinde yer alıyor. İşgücü kaybından en çok etkilenecek meslekler arasında veri giriş operatörleri, muhasebeciler, yönetici asistanları ve finans bölümü çalışanları yer alıyor. Bu meslek grupları, dijitalleşme ve otomasyonun hızlı ilerlemesiyle birlikte işlerinin önemli ölçüde dönüşeceğini görebilirler. Otomatik veri girişi sistemleri, yapay zekâ ve robotik süreç otomasyonu gibi teknolojik gelişmeler, bu mesleklerdeki işgücü talebini azaltacak ve bu alanlarda çalışanların işlerini yeniden şekillendirecek. Bu nedenle, bu mesleklerde çalışanlar için dijital becerilerin ve yeni teknolojilere uyum sağlamanın önemi artıyor.

Rapora göre Türkiye’deki yöneticiler, teknolojik değişimin Türkiye’de istihdam yaratma potansiyelinin dünya ortalamasının ötesinde olacağını öngörüyor. Bu bağlamda, büyük veri analitiği, yapay zekâ ve dijital uygulama alanları Türkiye’de öne çıkıyor.

Yöneticilere göre, yeni becerilerin kazanılması ve mevcut becerilerin geliştirilmesi için finansmanın sağlanması konusunda şirketlerin kendi kaynaklarını kullanması gerektiği düşünülüyor. Yüzde 92‘lik bir oranla yöneticiler, şirketlerin kendi iç kaynaklarını mobilize etmelerinin önemli olduğunu vurguluyor. Bu, şirketlerin çalışanların eğitimine ve yeteneklerin geliştirilmesine odaklanmaları gerektiğini gösteriyor.