Dünya İçin Plastik Atık Krizinin Çözülmesi Şart

Değişen yaşam koşullarında plastik materyaller önemli bir yer kaplıyor. Fakat içinde bulunduğumuz hızlı tüketim kültürü ve gittikçe artan plastik kullanımı senede 350 milyon tondan fazla plastik atık üretilmesine sebep oluyor.

Tüketimde veya politikalarda gerekli düzenlemeler yapılmazsa, plastik atıklar 2060 yılına kadar üç katına çıkacak ve bir milyar metrik tondan fazla plastik atık dünyaya getirilecek. Bu durumun önemini anlayan dev şirketler çeşitli etkinlerde kendi paylarına düşen sorumluluğu verdikleri taahhütlerle insanlara bildiriyorlar. Geçtiğimiz Dünya Günü’nde de organizatörler Dünya’da plastik kullanımını 2040 yılına kadar %60 oranında azaltma hedeflerini belirtiler.

Ürün bazında bir örnek olarak, geçen yıl dünya çapında 500 milyardan fazla plastik torba üretildi; bu, dakikada bir milyon torbanın üretildiği anlamına geliyor. Sadece geçen yıla ait ABD verilerine bakılarak 100 milyarın üzerinde plastik içecek kutusu (kişi başına 300’den fazla şişe) satıldığı görüldü. ABD’deki plastiklerin %95’i geri dönüştürülmediği için büyük çoğunluğu hiçbir zaman yeni plastik şişelere dönüştürülmeyecek .

Bu sirkülasyon eksikliği artan iklim krizine katkıda bulunuyor. Ancak bu, gezegenimizin plastiklerle savaş halinde olduğunu söylemekten çok daha karmaşık.

Plastik, cam ve alüminyum gibi diğer ambalaj malzemelerine kıyasla birçok avantaj ve çok yönlü kullanım sunar. Bu çok yönlülük, birçok farklı plastik ambalaj şeklinin ortaya çıkmasına sebep oluyor dolayısıyla ayrıştırmak ve geri dönüştürmek zorlaştırabiliyor. Ayrıca bazı plastiklerden uzaklaşmak sürdürülebilirlik üzerinde daha kötü etkilere yol açabilir. Mesela, kolayca geri dönüştürülebilen yüksek yoğunluklu polietilen (HDPE) süt kaplarının bırakılarak kompozit kartonların kullanılması, sonuçta çok daha az geri kazanılabilir hale geldi ve çevre üzerinde daha büyük bir etki yarattı. Çünkü kartonlar yanlış bir şekilde daha çevre dostu olarak algılandı.

Sebebi ne olursa olsun, plastik atıklar geri dönüştürülmezse büyük ihtimalle çöplüklere gönderilecek veya yakılacak, bu da atmosfere 16 milyon ton sera gazı salımına neden olacak. 1,7 milyon ton plastik atık daha dünya okyanuslarına karışıyor. Bu plastik parçaları ve ortaya çıkan mikroplastikler, plastik parçalanıp yavaş yavaş okyanuslarımızı kirlettiği için okyanus yaşamı için tehlike oluşturuyor.

Çözüm 1: Tek kullanımlık plastikleri incelemek.

Uluslararası Plastik Kirliliği Müzakere Komitesi (INC), Küresel Plastik Anlaşması aracılığıyla tek kullanımlık plastik üretimini 2030 yılına kadar durdurma yönünde iddialı bir hedef belirledi. Plastik ve polistiren yiyecek ve içecek kapları, şişeler, pipetler, bardaklar, çatal bıçak takımları ve tek kullanımlık plastik torbalar gibi tek kullanımlık plastiklerin kullanımının hızla aşamalı olarak ortadan kaldırılması gerçekten ulaşılabilir bir hedeftir. Sürdürülebilir atık yönetimine yönelik en etkili eylem sonuçta malzeme kullanımının önlenmesidir. Ancak üreticilerin tek kullanımlık plastiklerden uzaklaşması da bazı zorlukları beraberinde getiriyor. Diğer taraftan genişletilmiş üretici sorumluluğu (EPR) yasa tasarıları ilgi görüyor. Maine, Colorado, Oregon ve California’da hâlihazırda kabul edilen bu yasa tasarıları, imalatçıları, toplama, geri dönüşüm ve imha da dahil olmak üzere ürünlerinin tüm yaşam döngüsünden mali açıdan sorumlu tutmayı amaçlıyor. Üreticileri daha sürdürülebilir uygulamalar ve materyaller benimsemeye teşvik etmeleri umut ediliyor. Fakat tasarının aynı zamanda finansal denklem de üreticilerin yerini de koruması gerekiyor. Genelde yeni plastik ürünler üretmek, mevcut olanları toplamak, geri dönüştürmek veya yeniden kullanmaktan daha ucuzdur. Bu, geri dönüşüm verimliliğinin artırılmasının ve geri dönüştürülebilir malzemelerin saflığının iyileştirilmesinin bu kadar önemli olmasının bir başka nedenidir. Politika yapıcılar, geri dönüştürülmüş malzemelerin işlenmemiş malzemelere göre kullanımını mali açıdan avantajlı hale getiren mevzuatı yürürlüğe koymalıdır. Bununla birlikte, sağlık hizmetleri gibi bazı kritik endüstriler için tek kullanımlık plastiklerin bir zorunluluk olduğunu kabul etmek önemlidir. Pipetler, bardaklar, yiyecek kapları ve tek kullanımlık poşetler gibi kaçınılabilir tek kullanımlık plastiklerin yasaklanması, kısa vadede kaçınılmaz olan plastik kullanımının dengelenmesine yardımcı olabilir. 

Çözüm 2: Polimerlerin geri dönüşümünü incelemek.

Dünya’nın plastik konusunda karşılaştığı en büyük ikinci zorluk, mikroplastiklere parçalanan polimerlerdir. Polimerler birden fazla formda gelir ancak en çok kullanılanları dördüdür. Bunlardan biri yoğurt kaplarında, şampuan şişelerinde ve süt kaplarında kullanılan HDPE’dir. Diğer ikisi, alışveriş torbalarında veya ekmek poşetlerinde kullanılan düşük yoğunluklu polietilen (LDPE) ve içecek şişelerinde veya mikrodalgada ısıtılabilen yiyecek tepsilerinde kullanılan PET’tir. Dördüncüsü, çoğu gıda kaplarında kullanılan polipropilendir. Bu plastikler mikroplastiklere dönüşebilir ancak tüm polimerlerin mikroplastiklere dönüşmediğini unutmamak gerekir. Aslında poliüretanlar gibi sıvı polimerler mikroplastiklere dönüşmediklerini göstermiştir. Bu tür polimerlerin daha fazla kullanımının incelenmesi önümüzdeki yıllarda önemli olacaktır. Polimer bazlı geri dönüştürülebilir malzemelerle ilgili ikinci büyük zorluk, kısa geri dönüşüm ömürleridir. Plastik geri dönüştürüldüğünde polimer zinciri kısalır, bu da yalnızca sınırlı sayıda geri dönüştürülebileceği anlamına gelir. Bu durum, kalite kaybı olmadan sürekli olarak geri dönüştürülebilen cam veya alüminyumdan çok farklıdır. 

Bunu akılda tutarak, daha uzun ömürlü geri dönüştürülebilir ürünler üretmek ve tüm polimerlerin geri dönüştürülebilirliğini sağlamak için yeni nesil geri dönüşüm süreçlerine ihtiyaç duyulmaktadır. Piroliz, polimerleri orijinal kimyasallarına ayırmaya yönelik bir yaklaşımdır; sonuçta, ilk kez üretilen plastik kadar yüksek kalitede geri dönüştürülmüş malzeme elde edilir. Bu yaklaşım aynı zamanda, kontaminasyon veya karmaşık bileşimler nedeniyle geleneksel olarak geri dönüştürülemeyeceği düşünülenler de dahil olmak üzere daha geniş sayıda polimerin geri dönüştürülmesine de olanak tanır.

Ancak kimyasal geri dönüşümü, üretimi artırmak ve çevresel sürdürülebilirliği sağlamak için altyapı ve teknolojiye önemli miktarda yatırım yapılmasını gerektirir. Uygulanabilir bir geri dönüşüm yöntemi olarak optimize etmek için daha fazla araştırma ve geliştirmeye de ihtiyaç vardır.

Çözüm 3: Geri dönüşüm sınıflandırma teknolojisini geliştirmek.

Plastiğin geri dönüşüm etkinliğinin bu kadar düşük olmasının nedeni, günümüzün geri dönüşüm ayıklama teknolojisinin, üreticilerin kullandığı plastik ve ambalaj türlerine yetişememesidir. Örneğin, gıda dağıtımlarında sıklıkla kullanılan yaygın siyah plastik tepsiler, eski geri dönüşüm tesislerinde tanımlanamadığından neredeyse her zaman ayrıştırılamaz. Bu tesislerin çoğu, plastiklere ışık huzmesi göndererek bunları ayırıyor. Siyah plastik ışığı emdiği için ayrıştırılmaz ve asla geri dönüşüm akışına dönüştürülmez; bunun yerine yerel bir çöp sahasına gitmesine sebep olur.

Yeni nesil malzeme kurtarma tesislerine ( MRF’ler ) yönelik yeni yapay zeka teknolojileri, taşıma bantları üzerine kurulu kameralardan gerçek zamanlı görüntüler yakalayarak sorunu çözmeye başlıyor. Bu yaklaşım artık siyah plastiklerin ve diğer birçok yeni ambalajın nihayet geri dönüştürülmesi için kullanılıyor.

Gelişen AI tanımlamasından elde edilen veriler bir kez yakalandığında, atık yöneticilerinin genel atık akışındaki malzemeleri kütleye göre analiz etmelerine olanak tanır. Bu, belirli polimerlerin ayırt edilmesine, malzemenin mali değerinin izlenmesine ve potansiyel sera gazı emisyonlarının tahmin edilmesine imkan sağlar. Sonuç olarak, MRF’ler yalnızca atık malzeme verilerinin %100’üne erişmekle kalmıyor, aynı zamanda eyleme geçirilebilir bilgiler de alabiliyor. Bu, MRF’lerin operasyonlarını iyileştirmelerine, geri dönüşüm çabalarını kolaylaştırmalarına ve genel süreci daha ekonomik ve çevresel açıdan daha uygun hale getirmelerine olanak tanır. 

Geri dönüşüm tesisi yöneticilerince üreticilerin çevre için gerçekten daha iyi olan veriye dayalı kararlar alabilmeleri için ambalaj değer zincirinin geleceğini iyi yönde değiştirecektir.

author avatar
İpek Dogan