Tekrar Geri Dönüştürülebilir Yeni Bir PCB Geliştirildi

Elektronik atıkların büyük bir kısmını oluşturan PCB’lerin geri dönüştürülmesi kritik bir konudur. Ancak Washington Üniversitesi’nin geri dönüştürülebilir ‘vPCB’ tasarımları bu soruna bir çözüm sunabilir.

Modern elektronik cihazların merkezinde yer alan baskılı devre kartları (PCB’ler), teknolojik ilerlemenin temel taşlarından biridir. Bu karmaşık ancak hayati önem taşıyan bileşenler, yıllar içinde önemli ölçüde gelişti ve günümüzün sofistike elektronik cihazlarının işlevselliğini mümkün kıldı. Modern PCB’ler genellikle yanmaya ve kimyasallara karşı oldukça dayanıklıdır, ancak bunları geri dönüştürerek yeniden kullanmak zorlu bir süreçtir. Bu bağlamda, Washington Üniversitesi araştırmacıları, tekrar tekrar geri dönüştürülebilen yeni bir PCB tasarladılar.

Geri Dönüştürülebilir PCB

Yayınlanan yeni araştırma, çevreye daha duyarlı, gerçekten geri dönüştürülebilir PCB’ler yapmanın yeni bir yolunu ortaya koyuyor. ‘vPCB’ (veya vitrimer PCB) olarak adlandırılan bu yeni yöntem, geri dönüşüm sırasında çok az materyalin ziyan olmasını sağlayarak, tekrar tekrar geri dönüştürmeyi mümkün kılar.

Araştırmacılar, adından da anlaşıldığı üzere vPCB’lerde vitrimer malzemesini kullanıyorlar. Termoset polimerlerden türetilen ve onlara çok benzeyen bir plastik sınıfı olan vitrimer, mevcut üretim süreçleriyle de uyumludur. Bununla birlikte, araştırmacılar bir vPCB’yi geri dönüştürerek vitrimerin %98’ini ve cam elyafın %100’ünü geri kazanmayı başarmışlardır.

Yapılan testlere göre vPCB’ler, günümüzde kullanılan en yaygın PCB malzemesi olan FR-4 ile güç ve elektriksel özellikler açısından oldukça benzerlik göstermektedirler. Geri dönüştürülebilirlik avantajının yanı sıra vPCB’ler, standart PCB’lere kıyasla kanserojen emisyonlarını %81 oranında azaltma potansiyeline de sahiptirler. Öte yandan, hatırlarsanız geçtiğimiz yıl size suda çözünen devre kartlarının geliştirildiğini aktarmıştık. PCB’ler, mevcut e-atıkların büyük bir kısmını oluşturduğu için bunları geri dönüşüme sokmak, hem çevre hem de maliyet açısından daha sürdürülebilir bir zemin oluşturabilir.