Geleceğe Yön Veren Robotlar

İnsanların yerine geçecekler mi bilinmez ama bir kısmı yapamadıklarımızı yapabilmek için üretilip programlanıyor. Öyle ya da böyle, geleceğe yön verecekleri kesin. İşte robot dünyasının yıldızları!

İnsanlar ve makineler arasındaki bağ hiç şimdiki kadar yakın olmamıştı. Günümüzde robotlar gemi enkazlarına inebiliyor, tehlikeli bölgeleri tespit edebiliyor, müzik besteleyebiliyor ve hatta ekip çalışması bile yapabiliyorlar.

Shimon

Bu robot müzisyen bir insan grubuyla doğaçlama yapabiliyor ve şarkı besteleyebiliyor. Tarzı ise caz ile klasik müzik karışımı…

Elektronik müziğin öncüsü Kraftwerk 1970’lerde makinelerin sesini müziğe getirdiğinde bu insanlara soğuk, metalik ve yapay gelmişti. Ama robot Shimon marimbasının ahşap tokmaklarıyla makine müziğinin sıcak, organik ve canlı olabileceğini ispat ediyor. Shimon önce dinliyor, sonra Georgia Müzik Teknolojisi Merkezi’nden ‘insan’ grup arkadaşlarıyla beraber çalıyor, hatta açılış için beklerken kamera başını müzikle beraber sallıyor. Açılış yapıldığında her birinde birer tokmak olan dört metal kolunu etkinleştiriyor ve grupla beraber doğaçlama yapmaya başlıyor. Robotun müzik dehasının temelini yapay zeka ve algoritmalar oluşturuyor.

Ocean One

Bu robot gelecekte mercan kayalıklarını keşfedebilir, denizdeki petrol kulelerini inceleyebilir ya da bir insan dalgıç için fazla riskli olan herhangi bir yere gidebilir.

Ocean One ’ ın Stanford Robotik Laboratuvarı’ndaki havuz dışındaki ilk dalışı Akdeniz’de, Güney Fransa sahili açıklarında bir hazine avı oldu. Kral 14. Louis’nin gemi enkazları 17. yüzyıldan beri burada çürüyor. Dalış robotu tehlikeli bölgeye doğru inerken, operatörü yüzeyde eli bile ıslanmadan durarak bir bilgisayar ekranından gözlemleyip iki oyun çubuğuyla çalışıyor. Robotun derin gören kamera gözleri enkazı içinden görselleştirirken tutucu elleri gerçek zamanlı geri bildirim veriyor. Bu bilgi, operatörün Ocean One’ın ilk buluntusunu oluşturan vazonun ağırlığını tahmin etmesine yardımcı oldu. Robot, gelecekte mercan kayalıklarını keşfedebilir, denizdeki petrol kulelerini inceleyebilir ya da bir insan dalgıç için fazla riskli olan herhangi bir yere gidebilir.

Biyonik Karıncalar

Biyonik karıncalar otonom düşünme ve işbirliği yapma yetileriyle hayvanlar alemindeki ekip çalışmasını geleceğin fabrikalarına getiriyorlar.

Hayvanlar aleminden canlıların uyum içinde çalışırlarsa daha fazlasını başarabildiklerini biliyoruz. Karınca kolonisi kusursuz biçimde organize olmuş iş bölümünün tipik bir örneğidir. Minik yaratıkların her biri kendi görevini titizlikle yerine getirir ve bir sürü olarak bütün bir koloniyi oluştururlar. Alman otomasyon şirketi Festo, karıncaların işbirliğine dayalı davranışından ilham almış. Şirketin BionicANT’leri (Otonom Ağ Kuran Teknolojiler) otonom kararlar verebilen, telsizle koordine olarak ortak bir hedef güdebilen, insan eli büyüklüğünde robot böcekler. Aynı zamanda sınırlanmış alanlar içindeki fiziksel nesneleri itip çekebiliyorlar. BionicANT’ler pekâlâ geleceğin fabrika çalışmasının modeli olabilirler. Şu anda üretim sistemleri merkezi bir bilgisayardan koordine edilirken, gelecekte akıllı bileşenler esnek bir biçimde farklı üretim senaryolarına uyum sağlayabilir. BionicANT’ler şimdiden ‘kendi yüklerini taşırlarken’ genel bir ağ tabanlı sistem olarak çalışıyorlar.

Care-O-bot

Bu etkileşimli ‘robot asistan’ evde yardımcı ya da bakıcı olabilir, mağazada tezgahta durabilir

Geçen yıl müşteriler bir Alman tüketim elektroniği mağazasına girdiklerinde, robot Paul öne çıkarak onları karşıladı. Aradıkları ürünü bulmalarına yardımcı oldu ve yardım edemediği durumlarda onları bir uzmana yönlendirdi. Mühendisler bu özel hizmeti Care-O-bot’a programlamışlar (muhtemelen yardım bulmak için uğraşmak canlarına tak ettikten sonra). Almanya’nın saygın Fraunhofer İmalat Mühendisliği ve Otomasyonu Enstitüsü’nün parlak buluşu olan Paul, programlamasına bağlı olarak birçok ortamda kullanılabiliyor: Havalimanında mobil bir danışma masası olarak, hastanede eşyaları getirip götürmek için ya da ofiste yardımcı olmak için.

Roboy

Bu İsveçli insansı robot, yapay zekanın harika çocuğu. Kasları, tendonları ve çok tatlı bir yüzü var. Ve yakında gelecek güncelleme onu daha da insana benzetecek.

Bir Pixar karakterini aratmayacak kadar sevimli, kocaman ve mavi gözleriyle yumuşacık bakan insansı robot Roboy, 2013’te Zürih Üniversitesi’nin Yapay Zeka Laboratuvarı’nda yaratıldı. O zamandan bu yana yapay zekanın gülümseyen elçisi olarak dünyayı dolaşıyor, röportajlar veriyor ve insanların elini sıkıyor. Ama 1.42 boyundaki bu yumuşak robotu özel kılan şey insan anatomisi: Motorlu kaslar ve tendonlar akıcı bir hareket sağlıyor, iskeleti de bir üç boyutlu yazıcıdan geliyor. Devam eden gelişimi robotların insanlar kadar çevik olmasına yardımcı olacak, ayrıca engellilere hareketliliğini geri kazandıran dış iskelet ve protezlerin daha da gelişmesinin de kapısını açabilir. Roboy henüz yürüyemese de, Münih Teknik Üniversitesi’nde Roboy 2.0 için çalışmalar devam ediyor. Son terfinin ardından Roboy yardım olmadan insanlarla iletişim kurabilecek, yüz ifadelerini okuyabilecek ve sonunda iki ayağı üzerinde hareket edebilecek. Geliştiriciler Roboy’un birkaç ay içinde ayağa kalkıp yürüyebileceğini söylüyorlar.

ANYmal

İsviçreli yürüyen robot insanların uzak durmaları gereken tehlikeli bölgelere giriyor. Onun oyun alanı deprem bölgeleri, mayın tarlaları, petrol sahaları ve doğal gaz sahaları.

ANYmal’da gerçek hayattaki bir kurtarma köpeğinde bulunan bütün özellikler var. ANYmal’ın üreticisi ETH Zurich’teki Robotics Systems Lab’in yan şirketi olan ANYbotics, onu bozuk arazilerde harekete çok uygun olacak şekilde yapmış. 360 derece dönebilen uzuvları sayesinde yürüyebiliyor, koşabiliyor, sıçrayabiliyor, tırmanabiliyor, merdivenleri inip çıkabiliyor, eğilebiliyor ve tünellerde sürünebiliyor. ANYmal lazer sensörler ve kameralarla inceleyerek tek başına ya da uzaktan kumandayla çalıştırılırken engellerden kaçınıyor. Madencilik endüstrisinde tehlikeli inceleme işleri için, petrol ve gaz platformlarında, bir depremin ardından kurbanları aramak için ya da bombaları veya mayınları etkisiz hale getirmek için kullanılabiliyor. Sadece 30 kilogram ağırlığındaki ANYmal tek bir kişi tarafından taşınabiliyor. Robotun geliştiricileri onun ortamıyla tamamen otonom olarak etkileşime girebilmesini ve yeni bir alanı ilk denemede keşfedebilmesini planlıyorlar.