Yapay Zeka Etiği Nedir?

Pek çoğumuz farkında olmasak da aslında yapay zeka teknolojisi günlük hayatımızda düzenli olarak kullandığımız pek çok cihaza entegre edilmiş durumda. Netflix hoşumuza gidebilecek bir dizi önerdiğinde ya da akıllı telefonumuzla çektiğimiz bir fotoğrafı görüntülerken kullandığınız uygulama iyileştirme önerilerinde bulunduğunda arka planda yapay zeka teknolojisi çalışıyor.

Yapay zeka teknolojisi kulağa çok teknik bir konu gibi gelse de aslında sadece bir araçtır ve her araç gibi hem iyi hem de kötü niyetle kullanılabilir. Bu nedenle yapay zekanın doğru kullanımı için etik bir çerçeve içinde kalmak önemlidir.

Bu yazımızda yapay zekadaki etikle ilgili temel endişelere, bazı etik yapay zeka örneklerine ve en önemlisi de yapay zekayı işte kullanırken etik değerlere nasıl saygı gösterileceğine bakacağız.

Yapay zekanın yükselişi sürüyor

Yapay zeka etiği, yapay zeka teknolojilerinin geliştirilmesine ve kullanımına rehberlik eden bir dizi ahlaki ilkedir. Yapay zeka normalde insan zekası gerektiren şeyler yaptığı için, insan karar verme süreci kadar ahlaki yönergeler gerektirir. Etik yapay zeka düzenlemeleri olmadan, bu teknolojinin suistimal edilme potansiyeli yüksektir.

Finans, sağlık, seyahat, müşteri hizmetleri, sosyal medya ve ulaşım gibi birçok sektör yapay zekayı yoğun bir şekilde kullanmaktadır. Sürekli artan faydasının görülmesi nedeniyle dünya çapında geniş kapsamlı etkilere sahiptir ve bu nedenle düzenlenmesi gerekir.

Yapay zekanın kullanıldığı sektöre ve bağlama bağlı olarak farklı yönetişim seviyeleri gerekir. Yapay zeka kullanan bir robot süpürge evin yerleşim planını çıkarırken herhangi bir etik değere uyması gerekmez ancak söz konusu olan yayaları tanıması gereken otonom araçlar ya da kredi onay mekanizmaları olduğu zaman kullanılan algoritmalar etik yönergelere uymalıdır.

Yapay zekanın temel etik kaygıları nelerdir?

Daha önce de belirttiğimiz gibi, temel etik kaygılar sektöre, bağlama ve potansiyel etki büyüklüğüne göre farklılıklar gösterir. Genel olarak, yapay zeka söz konusu olduğunda en büyük etik sorunlar; yapay zekanın bazı insanlara önyargılı davranması, yapay zekanın insanların işlerini elinden alabileceği endişeleri, mahremiyet ihlali riskleri ve yapay zekayı başkalarını aldatmak veya manipüle etmek için kullanmaktır.

Yapay zekanın önyargılı davranması

Yapay zeka karmaşık görevleri üstlenirken, insanların bu görevleri yerine getirmek için yapay zekayı programladığını ve eğittiğini akıldan çıkarmamak gerekir. Örneğin, ağırlıklı olarak beyaz erkek veri bilim adamları, ağırlıklı olarak beyaz erkekler hakkında veri toplarsa, tasarladıkları yapay zeka onların önyargılarını taşıyabilir. Bu durum aslında yapay zeka önyargısının en yaygın kaynağı değildir. Daha yaygın olanı, yapay zeka modellerini eğitmek için kullanılan verilerin önyargılı olmasıdır. Örneğin, toplanan veriler yalnızca istatistiksel çoğunluktan geliyorsa, doğası gereği önyargılı olacaktır.

Örneğin, Georgia Tech’in sürücüsüz otomobillerde nesne tanıma konusundaki son araştırmasında araçların koyu tenli yayalara açık tenlilere göre yaklaşık %5 daha sık çarptığı tespit edilmiştir. Burada yapay zeka modelini eğitmek için kullanılan verilerin adaletsizliğin kaynağını oluşturduğu ortaya çıkmıştır. Kullanılan veri setinde koyu tenli insanlardan yaklaşık 3,5 kat daha fazla açık tenli insan kullanılması, yapay zekanın onları daha iyi tanıması gibi bir sonuca neden olmuştur. Yapay zeka ve makine öğrenimi modellerinin iyi yanı, eğitildikleri veri seti değiştirildiğinde büyük ölçüde tarafsız hale gelebilmeleridir.

Yapay zeka İnsanların İşlerini elinden alacak mı?

1970’li yıllarda ilk ATM’ler piyasaya çıktığında bankacılık sektöründe kitlesel işsizlik yaşanacağı düşünülüyordu. Bugün de benzer şekilde müşteri hizmetleri çalışanlarının yerini alan sohbet robotları ve sanal asistanların aynı şeye neden olacağını düşünenler var. Gerçek şu ki ATM’ler yıllardır sadece insan müdahalesi gerektirmeyen sıradan bankacılık işleri için kullanılıyor. Yapay zeka destekli sohbet robotları da sadece basit ve tekrarlayan işleri çözebiliyor. Karmaşık sorgular ise halen bir insan müdahalesi gerektiriyor. Gelecekte robotların basit ve tekrarlayan görevleri yerine getirirken insanların da daha karmaşık konulara odaklandığı iş ortamları bizi bekliyor olacak.

Yapay zeka ve gizlilik

Yapay zeka etiğiyle ilgili belki de en geçerli endişe gizliliktir. Gizlilik, BM İnsan Hakları Bildirgesi’nde temel bir insan hakkı olarak kabul edilmektedir ve bazı yapay zeka uygulamaları bu hak için bir tehdit oluşturabilir.

Günümüzde güvenlik kameraları, akıllı telefonlar ve internet siteleri aracılığıyla kişisel veriler kolayca toplanabilir. Şirketler, verilerin neden ve nasıl toplandığı konusunda şeffaf olmazsa kişisel mahremiyet risk altına girer.

Örneğin yüz tanıma, birçok nedenden dolayı tartışmalıdır. Bunun bir nedeni, görüntülerin bu teknoloji tarafından nasıl tanındığı ve saklandığıdır. Açık rıza olmadan izlenmek, pek çok kişinin etik olmadığını düşündüğü yapay zeka uygulamalarından biridir. Avrupa Komisyonu, yeterli etik kontroller uygulanana kadar kamusal alanlarda yüz tanıma teknolojisini yasaklamıştır.

Yapay zeka etiğinde gizlilik düzenlemeleri yapmanın zorluğu, insanların genellikle kişiselleştirilmiş hizmetler için bazı kişisel bilgilerini vermeye istekli olmalarıdır. Bu durum müşteri hizmetleri ve pazarlama uygulamalarında sıkça karşımıza çıkmaktadır.

Yapay zekayı başkalarını aldatmak veya manipüle etmek İçin kullanmak

Yanlış bir bilgiyi yaymak için yapay zekayı kullanmak bir başka önemli etik sorundur. Makine öğrenimi modelleri ile kolayca yanlış bilgiler içeren metinler üretilebilir. Sahte haber makaleleri saniyeler içinde oluşturulabilir ve gerçek haber makaleleriyle aynı kanallardan dağıtılabilir.

Sosyal medyanın ABD’deki 2016 başkanlık seçimleri sırasında sahte haberlerin yayılmasını ne kadar etkilediği görülmüş ve Facebook CEO’su Mark Zuckerberg, yapay zeka etiğine uymadığı iddiaları ile baş etmek zorunda kalmıştır.

Yapay zeka ayrıca, mevcut bir görüntü veya videodaki birinin başka biriyle değiştirildiği sentetik fotoğraflar ve videoların yanı sıra sahte ses kayıtları da oluşturabilir. “Deepfake” olarak bilinen bu sahte medya dosyaları son derece ikna edici olabilir.

Yapay zeka bu şekilde kasıtlı olarak aldatmak için kullanıldığında neyin doğru olup neyin doğru olmadığını ayırt edebilme işi doğrudan doğruya insanların omzuna yüklenir.

Yapay zeka etik olarak nasıl kullanılır?

Eğitim ve Farkındalık

Yapay zekanın neler yapabileceği, zorlukları ve sınırlamaları hakkında kendinizi ve meslektaşlarınızı eğiterek işe başlayabilirsiniz. İnsanları korkutmak veya yapay zekanın etik olmayan kullanım potansiyelini tamamen görmezden gelmek yerine, herkesin riskleri anladığından ve bunları nasıl azaltacağını bildiğinden emin olmak doğru yönde atılan ilk adımdır.

Bir sonraki adım, kuruluşunuzun uyması gereken bir dizi etik yönerge oluşturmaktır. Son olarak, yapay zekada etiğin ölçülmesi zor olduğundan, hedeflere ulaşıldığından ve süreçlerin takip edildiğinden emin olmak için düzenli olarak kontroller yapmak gerekir.

İnsan odaklı yaklaşım

Yapay zekayı eğitmek için kullandığınız verilerinizin önyargılı olmadığından emin olun ve kapsayıcı hale getirin. ABD’de yazılım geliştirici demografisi yaklaşık olarak %64 erkek ve %62 beyazlardan oluşur. Yani toplumun çalışma şeklini şekillendiren algoritmaları geliştiren kişiler o toplumun çeşitliliğini temsil etmiyor olabilir.

Yapay zeka teknolojisi üzerinde çalışan ekipleri işe alırken kapsayıcı bir yaklaşım benimseyerek, oluşturduğunuz yapay zekanın yaratıldığı dünyayı yansıtmasını sağlayabilirsiniz.

Yapay Zekada Şeffaflık ve Güvenliğe Öncelik Vermek

Yapay zeka veri toplamaya veya depolamaya dahil olduğunda, kullanıcılarınızı veya müşterilerinizi verilerinin nasıl depolandığı, ne için kullanıldığı ve bu verileri paylaşmaktan elde ettikleri faydalar konusunda eğitmek zorunludur. Bu şekilde, etik bir yapay zeka çerçevesine bağlı kalmak, kısıtlayıcı düzenlemelerden ziyade işiniz için olumlu bir duygu yaratmak olarak görülebilir.