Türkiye’ de Kooperatifçilik ve Kadın Kooperatifleri

Kooperatiflerin Amacı Nedir

Kooperatiflerin esas amacı; yeterli derecede iktisadi güce sahip olmayan gerçek kişilerin meslek ve geçimlerine ait ihtiyaçlarını karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle rasyonel bir şekilde ve ekonomik olarak karşılamak ve temin etmekten ibarettir.

Kooperatifçilik hareketi dünyanın en yaygın örgütlenme biçimi olarak 175 yıllık bir geçmişe sahiptir. Birçok farklı ülkede toplam bir milyardan fazla insanın ortağı olduğu, 750 binden fazla kooperatif bulunuyor. 1916 yılından beri her yıl temmuz ayının ilk cumartesi günü, “Kooperatifçilik Günü” olarak kutlanıyor. Uluslararası Kooperatifler Örgütünün (International Cooperative Alliance-ICA) belirlediği bu tarihi, 1994 yılında Birleşmiş Milletler “Uluslararası Kooperatif Günü” olarak kabul edilmiştir.

Kooperatifçilik; İşbirliği ve birleşkenin örgütlenişi toplumun’ bulunduğu çeşitli aşamalara göre farklı farklı biçim almaktadır. İşbölümü ve uzmanlaşma arttıkça ortaklaşa çalışma daha belirgin dayanışma ve yardımlaşma boyutlar kazanmış, çağdaş kooperatifçilik anlayışına elverişli düşünsel, toplumsal, ekonomik koşullar ortaya çıkmıştır.

Çağdaş anlamda kooperatif örgütlenmeler” tıpkı sendikacılık gibi, endüstri devriminden sonra işçi sınıfının geçim ve çalışma koşullarının ağırlığından doğan sorunların yoğunluk kazanması üzerine, çalışanların karşılaştıkları ortak sorunların birlikte çözmek amacıyla yeni yeni dayanışma, ve karşılıklı yardımlaşma arayışına yönelmeleri sonucunda ortaya ‘çıkmıştır.

Kooperatifçilik alanında en önemli nokta özellikle pandemi sonrası yoğunlaştığımız tarımsal kalkınma kooperatifleridir. Türkiye ‘de tarımsal amaçlı kooperatif sayısı 12.000.- den fazladır.

Türkiye’deki kooperatifçilik;

Türkiye’de kooperatifçilik üç temel kanun üzerinden yürütülüyor .

  1. Bütün tarımsal kalkınma kooperatiflerimizi sevk ve idare eden, kuran, denetleyen 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu;
  2. 1581 sayılı Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri Kanunu,
  3. 4572 sayılı Tarım Satış Kooperatif ve Birlikleri Kanunu.

 Ülkemizde ilk kurulan tarımsal amaçlı kooperatifler tarım satış kooperatifleridir. İzleyen yıllarda tarım kredi kooperatifleri, pancar ekicileri kooperatifleri ve köy kalkınma (tarımsal kalkınma) kooperatifleri kurulmuştur. Tarım kooperatiflerimiz de Tarımsal

Kalkınma, Tarım Kredi, Tarım Satış, Pancar Ekicileri, Sulama ve Su Ürünleri Kooperatifleri gibi farklı hizmet türlerine ayrışarak gelişme göstermiştir.

Türkiye’deki kooperatiflerin tümü dikkate alındığında yaklaşık yüzde 18’i; kooperatiflere ortak olan kitle bazında ise yüzde 57’si tarımsal amaçlı kooperatiflerden oluşuyor. Tarımsal kooperatiflerde kooperatif sayısı en fazla olan tarımsal kalkınma kooperatifleridir. Sayının çok olması ile birlikte ;Aktif olarak çalışan işlerliği olan kooperatif sayısı çok azdır. Tarımsal kooperatiflerimizi tarımsal hasıla üretimi içerisinde çok daha iyi bir noktada ve güncel tarım politikalarını belirleyecek, düzenleyecek ve hatta regüle edecek kabiliyette olması gerekir.

Peki bu konuda  kooperatiflerin gelişimde rol alan sorunlar nelerdir?

  • yapısal sorunlar,
  • ortaklık ve ortaklara ilişkin sorunlar,
  • yönetsel sorunlar,
  • denetim sorunları,
  • sermaye ve finansmana erişme ile finansman yetersizliği sorunları,
  • üst örgütlenme ve hizmet alma” sorunları gibi temel başlıklarda özetlemek mümkün.

Kooperatifler kalkınmanın temel taşı, güç birliği, dayanışmadır. Özelde kooperatifçilik, genelde de bütün üretici örgütlerini doğrudan ya da dolaylı  ilgilendiren kanunların birlikte, eş zamanlı olarak güncellenmesi aciliyet ötesi önem arz ediyor.  Yasal düzenlemelerin güncellenmesi  ile birlikte en önemli çözülmesi gereken sorunlardan biride;. Ortakların eğitim seviyesi düşük ve ekonomik olarak dar gelirli olmalarından dolayı kooperatif faaliyetlerine ilgileri zayıf olması. Ayrıca kooperatif üyelerinin  bir bütün olarak toplamdaki faydayı anlamaları için gerekli ön eğitime sahip değiller. 
Sonuç olarak üreticilerimizin; üretim, girdi temini, finansa erişim, tedarik zinciri ve pazarlama kanallarında etkin; sosyal, kültürel ve ekonomik refah düzeylerini arttırmak, kaliteli ve yeterli üretimi sürdürülebilir kılmak, karşılaştıkları sorunları, güçlerini birleştirerek, ortak hareket ederek çözmeleri  veya çözümünü sağlamak için kooperatifleşme  kaçınılmazdır. Çünkü her bir örgüt modelinin olumlu ve olumsuz yanları vardır. Fakat bütün dünyada kabul gören bir gerçek vardır ki, en etkin ve başarılı üretici örgütü modeli kooperatiftir.

TÜRKİYE DEKİ KADIN KOOPERATİFLERİ VE KADININ KOOPERATİFTEKİ YERİ,

“Kadınları ekonomik hayatın dışında tutarak dünya ile rekabet etmek mümkün değil. Özellikle global rekabetin geldiği bu noktada karşı takım sahaya tam kadro çıkarken sizin oyuncuların yarısını saha dışında tutarak maçı kazanma şansınız yok. O yüzden de tüm kalkınma ekonomistleri hep aynı şeyi söylüyor: Kadınları ekonomik hayatın dışına iten ülkeler geri kalmaya mahkûm. İlerlemek için yapılması gereken, kadınları istihdama katacak mekanizmaları hayata geçirmek.”

Türkiye’de kadın sahibi ve ortağı olan kooperatiflerin sayısı son on yılda 3 katına çıkmıştır Bu hızlı gelişmenin nedenlerini aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:

– Kadın haklarına ilişkin hareketlerin giderek gelişmesi bu konu ile ilgili fonların kadın girişimciliğini desteklemesi,

– Kırsal ve kentsel alanlardaki üreten kadınların çoğunlukla el emeğine dayalı ürünlerini pazarlama ve değerlendirme konusunda örgütlenme gereksinimleri,

– Uluslararası Çalışma Örgütü ILO ve Uluslararası Kooperatifler Birliği ICA’nın istihdamı arttırıcı girişimleri yaygınlaştırma amacıyla öncülük etmeleri,

– Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Kooperatifçilik Genel Müdürlüğü’nün Kadın Girişimi Üretimi ve İşletme Kooperatifleri ana sözleşmesini hazırlaması.

Kadın Kooperatiflerinin Mevcut Durumu

Türkiye’de kadın kooperatifleri genellikle aşağıdan yukarıya doğru örgütlenmelerdir. Araştırmanın gösterdiği gibi kadın kooperatiflerinin çoğu yereldeki kadınlar tarafından kurulmuştur (Dolayısıyla ortakların kooperatif içinde yönetişim ve liderlik süreçlerine güçlü katılımı söz konusudur. Kadın kooperatiflerinin kuruluş amacı kadınların sorunlarını çözmektir

Kadın kooperatiflerinin çıkış noktasındaki ekonomik fikir, genellikle kadınlar arasında çok yaygın olan ev eksenli çalışma çerçevesinde gerçekleştirdikleri faaliyetlerin kooperatif bünyesine aktarılması olmaktadır. Yani kooperatif ortakları daha önceden deneyimledikleri bir çalışmayı tek başına yapmak yerine diğer kadınlarla birlikte çalışmaya yönelmektedirler. Bu noktada kadın kooperatiflerinin ekonomik fayda yanında ve sosyal fayda yaratma kapasitesi de görülmektedir.

Karşılaşılan sorunlar

1.Ölçek Sorunu

Kadın kooperatifleri, ortak sayısı çoğunlukla 25’i aşmayan küçük ölçekli yapılardır. Ortakların çoğunluğu eğitim düzeyleri farklı, 40-60 yaş aralığında, evli ve çocuklu kadınlardır. Bu tespitten hareketle, genç kadınların kadın kooperatiflerine düşük katılımının nedenlerinin araştırılmaya değer olduğunu düşünüyorum.

Kadınların çoğu bağımsız olarak ilk gelirlerini kooperatiften elde etmişlerdir ve bu gelir ev halkı açısından önemli olduğu kadar kadınların öz saygıları açısından da önemlidir.

Türkiye’de kadın kooperatiflerinin genel kooperatifçilik sektörü ve kamu kurumları ile kuvvetli ilişkilerinin olmadığı, en önemli destek kaynaklarının kendileri olduğu raporun önemli tespitlerinden biridir.  Eğitim veya fon destekleri konusunda en büyük yardım diğer kadın kooperatiflerinden sağlanmaktadır. Kadınlar tarafından özellikle kırsal bölgelerde kurulan kooperatifler, ortaya koydukları birbirinden  güzel fikirlerle ve ürettikleri birbirinden kıymetli ürünlerle ön plana çıkıyor. Kooperatifler sayesinde kadınlar; istihdama katılıyor, mesleki ve sosyal alanda yetkinlikler kazanıyor ve ekonomik kazanç sağlıyorlar. Kırsal kalkınmanın yapay taşlarından biri olan kadın kooperatiflerinde en önemli nokta bölgesel olarak güzel çalışmalar yapan kadınların bir araya gelerek güçlerini birleştirmeleri, iş birliği ve görüş alışverişinde bulunmaları ,dijitalleşen dünyada bir çatı altında toplanarak ürünlerini tüketici ile bir noktada buluşturmaları,

Kooperatifçilik ülkemizde başarısız örneklerle dolu ,bu nedenle deyip Kaymakamlıklar, Valilikler ve İl Müdürlükleri olarak kooperatifçiliğin tanımı ve katkıları tek tek anlatılmalı, bilinirliğinizi artırılması  kamudaki sıkıntıların ve problemlerin daha hızlı çözümünü getirebilir.

Önümüzdeki dönemde daha çok kooperatifleşme olacağına inanıyorum. Dünya genelinde bir paylaşım ve ortak dayanışma ekonomisi özellikle pandemiden sonra artış göstermiştir. Önümüzdeki yıllarda çok sayıda kooperatifleşme olacak. Ancak kooperatifleşmek için mutlaka uygun bir altyapı olması lazım. Yani bir turizm altyapısı veya tarım altyapısı olması lazım. Oradan bir şeyler üretip piyasaya sunabileceğimiz kendi değerlerimiz olması lazım. Ülkemizde üreteceğimiz geliştirebileceğimiz  üretip satabileceğimiz o kadar çok şey var ki. 

2.“KOOPERATİF YÖNETİMİ”

Kooperatifi 10 kişi de olsak 15 kişi de olsak 50 kişi de olsak mutlaka bir iş yeri gibi yönetmek lazım .Kooperatifçilik   fedakarlık ve tecrübe ve ortak iletişim işidir. Zaman içerisinde daha iyi olacaktır,

3. YASAL PROSEDÜRLERİN VE YÜKÜMLÜLÜKLERİN YETERİNCE BİLİNMEMESİ

Kooperatifçilik sektörüne girmek isteyen kadınların karşılaştığı en önemli sorunlardan biri yasal yükümlülükleri bilmemeleri.

“Birçok durumda kadınlar yasal yükümlülükleri bilmeden ve hiç kooperatifçilik eğitimi almadan kooperatif kurmaya teşvik ediliyor ve son derece ciddi sorunlarla karşılaşıyorlar (KEİG, 2018).”

Belli prosedürlerin işlediği süreçlerin bilinmemesi veya önemsenmemesi bunlardan muaf olunabileceği anlamına gelmediğinden bu konudaki bilgi yetersizliği maddi kayıplara yol açabilmektedir.

4. KOOPERATİF KURMA VE İŞLETME MASRAFLARININ FAZLALIĞI

Kuruluş sürecinde ve kooperatifin sürdürülmesinde çeşitli vergi yükümlülükleri ve giderler vardır ve bunlar mikro ölçekli kooperatifler için önemli bir yük anlamına gelmektedir. Kadın kooperatiflerine farklı bir rol biçilmesine karşın vergisel açıdan, diğer kooperatiflerden ve kâr amacı güden diğer tür işletmelerden farklı konumda değildirler. Aynı oranda kurumlar vergisi ödemektedirler. Vergi muafiyeti ya da indirimi olmadığından hiç kazanç elde etmedikleri halde çeşitli vergileri ödemek, kooperatiflerin mali yapılarını olumsuz etkileyen faktörlerden biridir.

Destekleyici programların genellikle işletmeler ve sivil toplum kuruluşları için tasarlanmış olması, destek koşullarının çoğu durumda zorlayıcı olması gerçekte ekonomik ve sosyal amaçlı yapılar olan kadın kooperatiflerinin bu desteklerden yararlanmasını engellemektedir.

ÖNÜMÜZDEKİ SÜREÇTEKİ NELER YAPMALIYIZ?

Kadınların konomik süreçteki etkinşiklerini arttırmak için;

  • Öncelikle bu konuda karşılaşılabilecek sorunlar ve çözümüne yönelik olarak bilgilendirme çalışmalarının kurumlar tarafından ve kooperatiflerin kendi deneyimlerine yönelik olarak yapılmalı,
  • Sayıları artan kadın kooperatiflerinin ulusal ve uluslararası desteklerden yararlanmaları sağlanmalı
  • Kooperatiflerin ortak üretim bilgilerini paylaşmaları sağlanmalı
  • Ortak satış alanları oluşturulmalı,
  • Ortak dijitalleşme sağlanmalı
  • Teşvik noktasında ortak etkinlikler organize edilmeli ve kooperatiflerin bağlı olduğu yasal kurumlardan destek alınmalı,

Değişen gelişen  ekonomik yapı içerisinde el ele işbirliği içinde olalım. Kadın Kooperatifleri kadının her konudaki yaratıcılığını ve gücünü üretime taşıyalım.

Cumhuriyet Köyü Kadın Çiftçiler Kalkınma Kop. Başkanı

BANU SEZGİNER