Gelecek Tarımda: Sürdürülebilir Tarım

Dünyanın yaşadığı global kriz ve pandemi, Sürdürülebilirlik  terimini yaşadığımız her alanda daha çok ortaya koymaktadır. Bu alanlardan en önemlisi de dünyanın gıda ihtiyacını sağlayacak olan tarım konusudur.

Gelecek nesillerin ihtiyaçlarını karşılama yeteneğinden ödün vermeden toplumun mevcut gıda ve tekstil ihtiyaçlarını karşılayacak alternatif yollarla yapılan çalışmalar “Tarım’da Sürdürebilirlik” konusunu ön plana çıkarmaktadır.

Önümüzdeki dönemde, karmaşık küresel durum, küresel pandeminin birleşik etkileri, ciddi bir tedarik zinciri kesintisi ve enerji maliyetlerinin artması nedeniyle tarım dünyasını daha zorlu bir senaryonun içine girecektir.. Buradan yola çıkarak tarımda sürdürülebilir gelişmeyi sağlamamız tüm dünya için çok önemlidir.

Bu  noktada  her birey üzerine düşeni yapmalı ve ekolojik dengeye destek sağlamalıdır.

Tarımda sürdürülebilirlikten bahsetmemiz için öncelikle birkaç faktörü gözden geçirelim;

  1. Besin öğesi döngüsü, toprak yenilenmesi ve azot fiksasyonu gibi biyolojik ve ekolojik süreçlerin tarım ve gıda üretim uygulamalarına dahil edilmesi.

Bu konuda özellikle permakültür konusunda bilgilendirme ve yönlendirme organizasyonlarının yapılması toprağın yenilenmesi ve canlanması için çok önemlidir.

  1. Özellikle çevreye zararlı olanlar için yenilenemeyen ve sürdürülemeyen girdilerin azaltılmış miktarlarının kullanılması.

Bu konu ise karbon emisyonunda önemli olup özellikle kimyasal tüketimi azaltıcı şekilde iyi tarım yapılması

  1. Hem araziyi verimli bir şekilde işlemek hem de çiftçilerin kendine güvenini ve kendi kendine yeterliliğini teşvik etmek için çiftçilerin uzmanlığını kullanmak.
  2. Farklı becerilere sahip insanların işbirliği ve dayanışması yoluyla tarımsal ve doğal kaynak problemlerini çözme

“Tarımda Sürdürülebilirlik sonsuza dek, kaynakların korunması ihtiyacını çiftçinin geçim kaynakları için çabalama ihtiyacı ile dengelenmesi olarak düşünürsek üzerinde durduğumuz bu faktörler çok önemlidir.

Tabi ki  sürdürülebilir tarım için önemli olan konulardan biri de; diğer  tarımı oluşturan birleşenlerden de bahsetmemizi gerektirir. Bunlar; iklim, toprak, besinler ve su kaynaklarıdır. Bunlardan, su ve toprak koruma insan müdahalesine en uygun olanlardır. Çiftçiler mahsul yetiştirip hasat ettiklerinde topraktan bazı besinleri azaltırlar. Zenginleştirme olmadan, toprak besin tükenmesine maruz kalır ve kullanılamaz hale gelir veya verim az olur. Sürdürülebilir tarım, doğalgaz veya mineral cevherleri gibi yenilenemez kaynakların kullanımını veya ihtiyacını en aza indirirken toprağın zenginleştirilmesine bağlıdır.

“Sürekli üretim yapabilen”, ancak başka yerlerde çevresel kalite üzerinde olumsuz etkileri olan bir çiftlik sürdürülebilir değildir. Küresel bir görüşün garanti edilebileceği bir durum örneği, bir çiftliğin verimliliğini artırabilecek, ancak yakındaki nehirleri ve kıyı sularını kirletebilecek suni gübre veya çiftlik gübresi uygulamasıdır (ötrofikasyon). Topraktaki besinlerin tükenmesinden dolayı düşük mahsul verimi sorunu da, yağmur ormanı yıkımı ile ilişkili olduğu için diğer uç nokta olarak istenmeyecektir.

Tarımda birçok yapılanma alanı vardır ancak günümüzde sürdürülebirliği ön plana çıkaran gözlemlediğimiz ve hepimize yakın gelen geleneksel tarım olmuştur.

Geleneksel Tarım

Amazon’da binlerce yıldır doğal olarak yıkıcı olan, kesip-yakma veya kesip kömür tozuna çevirme ve düzenli olarak ekim alanı değiştirme yapıldığı düşünülmektedir

Bazı geleneksel sistemler polikültür ile sürdürülebilirliği birleştirmektedir. Örneğin; Güneydoğu Asya’da, pirinç-balık sistemi pirinç tarlalarındaki pirinçlerin yanı sıra tatlı su balığını da yetiştirerek, ek bir ürün üretir ve komşu nehirlerin ötrofikasyonunu azaltır. Endonezya’daki bir varyant pirinç, balık, ördek ve su eğreltiotunu birleştirir; ördekler, pirinç büyümesini sınırlandıran yabani otları yerken, emek ve herbisitlerden tasarruf edilir, ördek ve balık dışkıları gübre yerine geçer.

Bu konuda birçok örnek vermek mümkün  olsa da en önemli olan topraklarımıza sahip çıkmamız ve özenle bakmamız ;gelecek nesillere toprağın önemini anlatmamızdır.(Aynı bir annenin çocuğuna gösterdiği gibi şefkatli olmamız.)

Çünkü Toprak Ana her zaman sevgi ve ilgiyi muhteşem ürünlerle geri yansıtır.