Süper Akıllı Topluma Geçiş

Ekonomik ve Sosyal Kalkınma İçin Endüstri 4.0-5.0 ve Süper Akıllı Topluma Geçiş

Yaşadığımız çağda bilim ve teknolojinin belirleyiciliği tartışılmaz. Bilim ve teknoloji ise insanlığın önünü açmak ve insanlığın hayatını kolaylaştırmak kısacası kamu yararı sağlamak için vardır. Kötü insanların elinde kötü amaçlı kullanılan bilimsel teknolojik çıktılarda olsa bilimin insanlık için yapıldığı gerçeğini değiştirmez.

Esas itibariyle 4. Sanayi devrimi olarak tanımlayacağımız dijital teknolojilerin sınır tanımadan her geçen gün ortaya çıkardıkları yıkıcı inovatif ürünler ve hizmetlerin insanlığı yüksek kalitede hizmete ve konfora kavuşturması arzu edilmektedir. Aslında buradaki nihai hedef insanlığın refahıdır. Yani Refah toplumunu akıllı toplum üzerine inşa etmektir.

Ekonomik ve sosyal
gelişim için kurulacak
eko-sosyal sistemin
ulusal ve uluslar
arası düzeyde

stratejilere, planlara ve
programlara ihtiyacı
vardır.

Endüstrileşme ve sanayi toplum modelinde gelişen sosyal devlet anlayışı sosyal sorunların çözümünü sadece devlete bırakan bir anlayıştı. Toplum 5.0 felsefesinde yaşanan sosyal sorunlar tüm dünyayı ilgilendiren boyutta ve ulusdevlet sınırlarının ötesinde küresel sorunlar olduğu için bireylerin, şirketlerin, üniversitelerin, devletin ve diğer toplum katmanlarının ulusal ve global organizasyonların bu süreçte sorumluluk alması kısacası elini taşın altına koyması gerekmektedir.

Toplumsal sosyal sorunlara çözüm üretmesi beklenen devlet organizasyonunun ve kurumlarının yanı sıra sosyal inovasyon yoluyla küreselleşen sorunlara sosyal çözüm üretmesi için akademinin, özel sektörün ve sivil toplum örgütlenmelerinin yeniden duyarlı olması ve global toplumsal refah için çalışması gerekir.

Toplum 5.0 insana odaklandığı için toplumun tüm temsilcilerinin gençlerin, kadınların, emeklinin, yaşlı nüfusun, üreticinin, tüketicinin, iş adamının, bürokratın, yöneticilerin insanlığın refahı ve daha iyi yaşaması için toplumun tamamının kapsanması gerekir. Bir taraftan dijitalleşmenin eşit fırsat ilkesi ile tüm topluma yaygınlaşması ve dijitalleşme sonucunda ortaya çıkan yeni toplumsal yaşam koşullarına uyum sağlama ve hiç kimsenin dışlanmaması için çaba gösterilmesi gerekmektedir.

Ekonomik ve sosyal inovasyon için ihtiyaç duyduğumuz akıllı toplumun oluşturulmasında Devletin, şirketlerin, üniversitelerin, araştırma kuruluşlarının, sivil toplum örgütlerinin kendi organizasyonel tutuculuklarını ve duvarlarını yıkarak işbirliği yapmaları şarttır. Çünkü gerek dijitalleşme tabanlı 4.Sanayi devrimi gerekse yükselen küresel sorunlar söz konusu kurumların hiç birinin tek başına baş edebilecekleri bir mücadele alanı değildir.

Ortak yaklaşımlar, ortak yatırımlar, ortak projeler paylaşım yada işbirliği ekonomisine geçiş akıllı toplumun yaratılmasında çok önemlidir. Ekonomik ve sosyal gelişim için kurulacak eko-sosyal sistemin ulusal ve uluslar arası düzeyde stratejilere, planlara ve programlara ihtiyacı vardır. Söz konusu sistemin yasal zemininin oluşturulması gerekir.

Yasal hukuk sisteminde desteklenen korumacı mevzuatın ve teşvik sistemlerinin oluşturulması gerekmektedir. Mutlak suretle eğitim sisteminin akıllı toplumun gelişimini destekleyecek şekilde yeniden yapılandırılması gerekmektedir. Akıllı teknolojileri, sistemleri ve akıllı yaşam tarzını üretecek ve yönetecek nesillerin yetiştirilmesi en önemli konudur.

Eğitimin Endüstri 4.0-5.0 ve Toplum 5.0 ruhuna uygun sil baştan değiştirilmesinin yanı sıra mevcut nüfusun her yaş gurubunun da hayat boyu öğrenme (life-long learning) ve her yerde öğrenme (Learning is everywhere) yöntemleri ile dijitalleşmenin ve akıllı toplumun bir parçası haline getirilmesi, adaptasyonu ve sosyal dışlanmışlığın önüne geçilmesi son derece önemlidir.

Dolayısıyla, toplumun tüm kesimini kapsayıcı eğitim ve dijital eğitim son derece önemlidir. Firmalarında bu bağlamda dijital insan kaymağını yetiştirecek ve dijital teknolojilerle uyumlu hale getirecek şirket içi ve üniversitelerle birlikte şirket dışı eğitimlere yönelmesi ve bütçe ayırması son derece kritiktir. Diğer taraftan, üniversite ve sanayi işbirliğinin proje bazlı ve işbirliği ekonomisi çerçevesinde yeniden hızla gelişmesi son derece önemliyken üniversitelerin eğitimlerini halka açması da ayrıca çok önemli hale gelmektedir. Hiçbir kurumun yada kuruluşun artık içine kapanma ve kapılarını kapatma lüksü kalmamıştır.

KAYNAKÇA

  1. SUBCONTURKEY YAN SANAYİ ve TEDARİKÇİ GAZETESİ