Insider ‘ ın Unicorn Olma Hikayesi – Ali Can Kamiloğlu

[fwdevp preset_id=”skin_minimal_dark1″ video_path=”{source:’https://www.youtube.com/watch?v=cSThLxl5dT4&t=151s’, label:’1080′, videoType:’normal’, isPrivate:’no’}” start_at_video=”1″ playback_rate_speed=”1″]

A: Hoş geldiniz Insider Türkiye ofisine.

S: Çok mutlu olduk sizi tekrar gördüğümüze. Çünkü ben sizi Ticaret Zirvesi’nde dinlemiştim bir de biraz daha aslında bilgi almak istedim bu konuyla alakalı.

A: Memnuniyetle.

S: İzleyenler için de kısaca kendinizden ve Insider’dan bahsedebilir misiniz?

A: Kendimden bahsedeyim. 88 Trabzon doğumlu aslında bir Anadolu genciyim. Bütün gençliğim, lise hayatım, ilkokul hayatım üniversiteye kadar Trabzon’da geçti. Trabzon’da büyüdükten sonra da üniversite vesilesiyle Bilkent Üniversitesi işletme bölümüne bir nevi geçiş gerçekleştirdim. Sonra yaklaşık 4-4,5 yıllık bir Ankara macerasıyla beraber sonra yüksek lisans vesilesiyle İstanbul’a geldim ve İstanbul’a geldikten sonra da çeşitli start up’larda, kurumsal şirketlerde çalıştıktan sonra Insider ile yollarım kesişti. Bundan yaklaşık 6-6 buçuk sene önce. Detaylara gireriz sonraki aşamalarda ama Insider’dan bahsetmek gerekirse aslında Insider bir teknoloji şirketi, bir Türk yazılım şirketi. Onuncu yılımızın içerisindeyiz. Bu sene bizim için çok özel bir sene. 10 yılın sonunda Türkiye’nin ilk unicorn, ilk 1 milyar dolar değeri aşan teknoloji şirketi unvanını kazandık. Bundan 10 yıl önce bu hayalle aslında yola çıkmıştık. Silikon Vadisi’nin dışında da bir teknolojinin dünyada yer bulabileceğini aslında kanıtlamak adına yola çıkmıştık ve günün sonunda işte şu an dijital dünyaya, markalara birçok teknolojiyi pazarlama noktasında sağlayan bir teknoloji şirketi Insider.

S: Türkiye’de ilk yazılım unicorn şirket olduğunuzu söylediniz. Unicorn şirket nedir?

A: Unicorn şirket aslında bir Türk tabiri değil. Bundan yıllar önce aslında Amerika menşeili ve tam anlamıyla şirket değerlemeleri yeni bir unvan altında bir sıfatla birleştirmek noktasında çıkmış, bir tabir. 1 milyar dolar değerlemeye ulaşmış şirketlere unicorn unvanı veriliyor. Bundan daha önce işte Türkiye’den yine çok gurur duyduğumuz Getir gibi Hepsiburada gibi Trendyol gibi birçok şirket o unvanı elde etti. Hatta daha yükseği olan decacorn unvanını elde eden şirketlerimiz de oldu. Ama “B2B” alanda, yazılım alanında teknoloji alanında, SAAS alanında sadece bu zamana kadar Türkiye Insider ile beraber bu unvanı kazandı ve Türkiye’nin ilk olmaktan dolayı da çok çok mutlu olduk, gurur duyduk.

S: Biz de gurur duyuyoruz. Peki bu süreçteki yolculuğundan da biraz bahsedebilir misiniz?

A: Kişisel yolculuğumu soruyorsanız, kişisel yolculuğunun işte dediğim gibi 6-6 buçuk yıllık bir serüvenin var benim. Insider’in daha önce ismi social plus. Birçok aslında bizi çok eski yıllardan tanıyan insanlar, bizim bizi Social Plus ismiyle hatırlarlar. Yaklaşık böyle 3-3 buçuk

yıl bu isimle yola çıktıktan sonra 3 buçuk sene sonrasında Insider ismini alıyor şirket. Benim de aslında şirkete gelişim tam o yıllara denk geliyor. Ben dediğim gibi daha önce de farklı start up’larda, farklı kurumsal şirketlerde çalıştıktan sonra aslında yollarım Insider’ın kurucu ortaklarıyla kesişti ve onların bugünkü hayalleri, o zamandan bu zamana anlatmış oldukları vizyon ortaya koymuş olduğu hayallere açıkçası inandım. Bir şekilde o güven ve gönül bağını karşılıklı olarak kurduk. Yani o zamanlar işçi işe alım görüşmelerimi hatırlıyorum işte şirketin şu anki ceo’su Hande yine Büyümeden Sorumlu Kurucu Ortak Serhat’la yaptığım görüşmelerde hep bana bugün işte 30 ülkeye açılacağını, 1000 kişiye ulaşacağını, unicorn unvanını alacağını o zaman söylüyordu ama o zaman şirket 30-35 kişiydi. 1-2 tane ülkede sadece küçük operasyonlarımız vardı. Dolayısıyla o gün Insider’a inanmak, o gün kurucu ortaklara inanıp bu yola başlamak çok kolay bir karar değildi. Çünkü çok iyi bir işim vardı, çok iyi bir yerde çok kurumsal bir şirkette çok iyi şart ve koşullarla beraber çalışırken bir anda onları oraya sırt dönüp buradaki heyecana ortak olmak, adanmak benim için hayatımdaki kırılma noktalarından bir tanesiydi. Dolayısıyla kişisel yolculuğum aslında işte o gün Insider’a stratejik iş ortaklıklarından sorumlu olarak katılmak, sonrasında farklı görevler global tarafta direktörlük, işte mobil uygulama teknolojilerin yine direktörlüğü, ondan sonrasında naçizane layık görüldüm şirket ortaklığına sahip olmak ve ondan sonrasında da Ekim 2021’de Insider’ın Türkiye ülke müdürü olarak görev almaya devam ederek aslında Insider yolculuğum bu şekilde devam ediyor. Insider’ın dediğim gibi onuncu yılı, bu zamana kadar çeşitli dönemlerde farklı farklı, dünyanın en büyük ve aynı zamanda Türkiye’nin en büyük yatırım fonlarından yatırımlar alarak ilerlediğimiz ve ama bu yatırımlara her daim ülke açılımları, global açılımlar, farklı ülkelerde operasyonu başlatmak adına kullandığımız ceo’muz Hande’nin çok güzel bir lafı var, “Sonu ne olursa olsun yolculuğun kendisi çok güzeldi” aslında. Dolayısıyla her günümüzden çok keyif aldığımız, heyecan duyduğumuz, mutlu olduğumuz, pazartesilerin bizim için kâbus olmadığı tam aksine heyecanı tekrardan yeniden başladığı bir maceranın içerisindeyiz. Ama hani bizim için herkes böyle artık onuncu yılın sonunda unicorn olmak bir son gibi düşünürken aslında “Biz şimdi başlıyoruz.” diyoruz ekip olarak. O yüzden de hâlâ o yapacak çok işimiz var duygusuyla beraber aynı heyecanla bugün çalışmaya devam ediyoruz.

S: Çok güzel bir başarı hikayesi gerçekten herkese de örnek olacak Türkiye’de.

A: İnşallah. Zaten ben Insider’ı anlatırken yani az önce kurduğum cümleleri çok kısa tutmamın sebebi işte Insider bir teknoloji şirketi, yazılım şirketi diye özetlememin sebebi; anlatmaya kalksam çok çok uzun sürer. Çok detaylı, çok büyük işler, çok keyifli işler yapıyoruz. Tabii ki detaylarından bahsederiz ama misyonumuz özellikle ben Türkiye tarafında ülke müdürü olarak

aslında ilham olmak. Yani tabii ki Türkiye tarafında büyümek, farklı markalarla çalışmak vesaire ve saire ama günün sonunda benim temel motivasyonum Türkiye tarafındaki görevim kapsamında aslında buradaki hem gençlere hem bundan 10 yıl önce başladığımız gibi start up’lar kuran, bir fikri ortaya koyan insanlara ilham olabilmek. Amacım yani tabii ki çeşitli iş amaçlarımız işte ülkeyi büyütmek, Türkiye’deki müşterilerimize çok daha iyi teknolojiler, servisler sunmak gibi birçok profesyonel alanda hedeflerimiz vesairelerimiz var ama benim aslında tamamen motive olduğum. Biraz Türkiye tarafı için ilham kaynağı olabilmek. Çünkü Türkiye tarafında birçok gencin çok farklı hayalleri var. Hatta bu maalesef o hayallerini gerçekleştirmek adına beyin göçü vesilesiyle yurt dışına gidiyorlar. Dolayısıyla Insider olarak da Türkiye tarafındaki misyonlarımızdan bir tanesi burada da bu işi bu topraklarda bir start up’ın unicorn olabildiği bir yazılımın, bir teknolojinin doğabildiği, globalde birçok ülkeye gidebildiğini de gösterebilmek. Bunu tabii ki sadece göstermek ve örnek olmak noktasında değil, aynı zamanda da bunun yolunu gösterebilmek, bununla alakalı Türkiye’deki gençlere tam anlamıyla yol gösterici olabilmek, onlara destek sağlayabilmek, Türkiye’de farklı yazılımcılar yetiştirebilmek. Çünkü çok yetenekliyiz bu noktada. Insider’ın bütün bu başarısındaki en önemli nokta Türk mühendislerinin geliştirmiş olduğu teknoloji. En küçük koddan en büyük koda kadar, en küçük üründen en büyük ürüne kadar bunu Insider’nin bu ofisindeki Türk gençleri, Türk mühendisler, Türk yazılımcılar geliştiriyor. Dolayısıyla bizim ülkemiz, bizim ülkemizin gençleri bu anlamda çok vizyoner ve çok yetenekli ama farklı şart ve koşullardan kaynaklı belirli noktalarda umutlarını, ümitlerini kaybedebiliyor. Aslında Insider Türkiye ülke müdürü olarak da benim en önemli amacım O noktada insanlara güzel bir örnek olarak ortaya koymak.

S: Biraz da dijital pazarlamadan konuşabilir miyiz? Yani dününü, bugününü, yarınını biraz da sizden dinlemek isteriz.

A: Yani şöyle ben bu aslında çok geniş bir konu sevgili Sertan ama şunu çok net bir şekilde söyleyebilirim ki pandemi bence çok ciddi anlamda bir kırılma oldu özellikle markalar için. Tabii ki bundan önce de her geçen yıllarda dijital pazarlamaya markaların bakış açısı her geçen yıl çok daha merkezlerine koyarak bütçesel anlamda daha fazla pay ayırarak ilerliyordu. Ama pandemi bir anda oyunun rengini belki de 10-12 sene sonra geleceği noktanın dijital pazarlamanın çok daha erken varmasına neden oldu. Çünkü neden bir anda hayat dijitalin dışındaki offline tarafta bir anda durdu. Hepimiz evlerimize kapandık, hepimiz bilgisayar başından çalıştık, hepimiz alışverişlerimizi, siparişlerimizi, yaşantımızı belirli 1 sene tam anlamıyla dijital noktada konumlandırdı. Markalarda tabii ki o anlamda yatırımlarını ve odaklarını çok çok daha erken senelerde dijitale konumlandırdı. Dijital pazarlamada aslında

bununla beraber çok ciddi anlamda beslendi. Bizim açımızdan da pandemi bize de aslında olumlu yansıdı. Tabii ki ne anlamda olumlu yansıdı? Markalar, sektör tam anlamıyla dijital anlamda yatırımlar yaptı. Son kullanıcılarına dijital kanallar üzerinden belirli pazarlama kampanyaları yapmak istedikleri senaryoda Insider ve benzeri teknolojilere ihtiyaç duydular. Öyle olduğu zaman da aslında pandemi bizim çok büyüdüğümüz bir dönem oldu. Yani birçok sektör pandemi ile beraber negatif anlamda etkilenirken Insider ve benzeri teknolojilerin bu dönemlerde çok ciddi anlamda genişliklerini, büyüdüklerini gördük. Ki nitekim işte pandemi nin en yatırımların durduğu pandemi ile beraber birçok yatırım fonunun yatırım yapmayı kestiği bir dönemde belki de Insider o döneminde en büyük yatırımlarından 1 tanesini al işte. Liverpool capital’in 3 milyon dolarlık yatırımı pandeminin en ateşli olduğu, bütün şeylerin herkesin evine kapandığı, iş dünyasının durduğu bir dönemde Insider o kadar büyümeye devam etti ve popülerliğini ülke yukarıya taşıdı ki, biz o dönemde bile çok iyi bir değerlemeyle beraber yatırım almaya devam ettik. Dolayısıyla da dün bugün karşılaştırması yapmak çok doğru değil benim açımdan ama şöyle bir gerçek var ki markaları aslında markalarda sektörde son kullanıcı olarak bizlerde tam anlamıyla dijital pazarlama noktasında gelişiyoruz. Tam anlamıyla hayatımızı oraya doğru odaklanıyoruz. O yüzden de Insider olarak da biz ve buna benzer çözümler üretmeye devam ediyoruz.

S: Peki yapay zekayı kendi iş süreçlerine nasıl kullanıyorsunuz?

Aslında yapay zekayı iç süreçlerin bizden daha çok tam anlamıyla Insider’in teknolojisinin merkezinde konumlandırıyoruz. Çünkü bizim en büyük vaatlerinden bir tanesi belki de Insider’ı İnsider yapan noktalardan bir tanesi aslında bunca yıldır insan emeğiyle yapılan şeyleri ya da bunca yıldır insan kararlarıyla verilen noktaları tam anlamıyla makine, öğrenme teknolojilerine ve yapay zekanın tam anlamıyla öğrenimlerine bırakarak gerçekleştiriyor. Bunu şöyle anlatayım, Sertan aslında Insider’ı tanıtırken bir teknoloji, bir yazılım şirketi diye kısaca özetledim ama günün sonunda baktığımız zaman bu işin merkezinde AI teknolojileri ve makine öğrenimi teknolojileri var. Bizim bugün Insider’i Insider yapan 30 taneden fazla ülkede ürünümüzü 2 binden fazla müşteriyle buluşturmamızı, yatırımlar almamızı sağlayan en önemli şey aslında dijital pazarlama alanına yapay zekâ ve makine öğrenimini çok net bir şekilde dahil etmemiz. Nasıl anlatmak doğru olur? Şöyle bu zamana kadar dijital pazarlama dünyasında tam anlamıyla markalar, markalarda çalışan insanlar, kararları, insan analizleri, insan raporlamaları doğrultusunda veriyorlardı. Yani işte kullanıcı davranışlarına bakarak, alışveriş metriklerine bakarak, sitedeki performans metriklerine bakarak belli çıkarımlar gerçekleştirip markanın stratejisini belirliyorlardı. Bir kampanyanın tam anlamıyla hangi kullanıcı grubuyla

buluşmasına karar veriyorlardı? Bir mesaj gönderecekleri zaman bunun hangi kullanıcılara ulaşacağını tam anlamıyla dijital pazarlama departmanlarında çalışan insanları analizleri doğrultusunda ortaya çıkıyor. Biz bu işi tam anlamıyla ortadan kaldıracak bir teknoloji ürettik aslında. Nedir? Tam anlamıyla markaları Insider’in kullanan partnerlerin dijital kanallarına insider teknolojilerini entegre ettik ve bu entegrasyon kullanıcı davranışlarını tam anlamıyla takip etmemizi, kullanıcı davranışlarını öğrenmemizi, tabii ki arkada geliştirdiğimiz teknolojileri ile beraber teknolojilerle beraber bunu bize sağladı ve günün sonunda da bu kullanıcı davranışlarının öğrenimi, bizim tam anlamıyla markalardaki bu metriklere, kullanıcıların nasıl satın alma yaptıklarına gibi öğrenimleri yaptıktan sonra da aslında bu kararları bir yapay zekanın vermesini sağlattırdık ve çok basit. Bir örnekle konuşmak gerekirse bir marka, bir e ticaret işi yapıyorsa ve kullanıcılarına 100 tl’lik alışverişleri karşılığında bir kupon kodu vermek istiyorsa eskiden bunu tam anlamıyla bütün kullanıcılara bu çalışmayı yaparak, bu kullanıcılara bu favları bu avantajı sağlayarak hedeflenirken şimdi Insider teknolojisi ile beraber yapay zeka hangi kullanıcıların satın alma ihtimalleri yüksekse bunları hiçbir insan gücüne insan ihtiyaç duymadan kullanıcıları belirleyip doğru kullanıcıyla buluşturmak ve aslında ki oradaki karar sürecini hızlandırma, insan eforunu sıfırlama ve tam anlamıyla doğru kullanıcıları hedefleme noktasında insanları çok ciddi anlamda işler yapıyor. Bunu sadece çok basit bir örnekle anlattım. Biz bugün bir kullanıcının e mail açma ihtimalini bile tahmin edebiliyoruz. Hatta telefonlarımızda mobil uygulamalar var. Bir kullanıcının bir e-ticaret sitesinin mobil uygulamasını silme ihtimalini bile tahmin edebiliyoruz ve o markaya diyoruz ki Sertan senin mobil uygulamanın yakın zamanda silecek. Dolayısıyla da Serkan’a özel bir kampanya yap ki mobil uygulama üzerinden oradaki Sertan’ın sadakati devam etsin ve uygulamayı silmesin. Dolayısıyla böyle tahminleme teknolojilerinde dijital pazarlamada Insider çok ciddi anlamda yapay zekâ kullanımını sağlıyor. Aslında şöyle bir sohbet var, yapay zeka denildiğinde hemen eyvah yapay zeka insanların işlerini ellerinden alacak mı? Vesaire bu yani bu tabii ki çok tatlı bir cümle değil ama belirli oranda Insider teknolojileri bu anlamdaki karar süreçlerinde dijital pazarlama ekiplerini doğru yönlenmesi adına daha zahmetsizce hedeflemeler yapması adına çok ciddi anlamda faydalar sağlıyor.

S: Son bir soru sormak istiyorum, değerli vaktinizi de çok almadan Insider’in Türkiye pazarındaki stratejileri ve büyüme planları neler acaba?

A: Şimdi az önce de aslında bahsettik bundan. Insider zaten bir Türk şirketi, biz 10 yıldan bu yana bugün bu ofiste Sanayi mahallesinde kurulduğumuz yerdeyiz hâlâ. Başka başka ofisler dedik ama Türkiye operasyonunun 500 kişileri açtığı için artık şu an çok daha büyük, çok daha

keyifli bir ofisteyiz. Dolayısıyla da Türkiye pazarı bizim evimiz olduğu için hep şöyle bir mottomuz vardı: “Biz Türkiye’de evimizde kaybetmememiz lazım.” O yüzden de kaybetmenin tarifini ama böyle çok büyük satışlarla, çok ciddi anlamda ciro beklentileriyle değil. Tam anlamıyla bu ekosisteme mutluluk vermek noktasında tanımlıyoruz. Yani bugün Insider kullanan ve kıymetli partnerlerimiz Insider kullandıklarından dolayı mutlu olsunlar, hayatlarına Insider dahil ettikleri için çok daha farklı fazla efor dan kaçınarak daha iyi sonuçlar alabilecek metrikleri ortaya koysunlar ve bir de şöyle bir özelliği var Türkiye ofisinin Insider ofisi için Insider yeni bir ürün çıkarttığında ilk Türkiye’deki müşterilerine bu ürünü kullandırtır. İlk onların tam anlamıyla deneyimine sunar ve onların bizlere sağladığı geri bildirimlerle beraber biz o ürünü çok daha iyi eleştiririz, çok daha geliştiririz ve birçok markamız da birçok partilerimiz de Türkiye’de bize yeni ürün fikirleri verme noktasında tam anlamıyla başrol oynamışlardır. Ama Türkiye bizim tam anlamıyla doğduğumuz, büyüdüğümüz ve bizi o ülkelere teknoloji anlamında da tecrübe anlamında da getiren ülke. O yüzden de Türkiye pazarında en önemli dediğim gibi amacımız birincisi Insider kullanan partnerlerimizi her daim çok mutlu ve tatmin etmek, ikincisi bu zamana kadar Insider’la çalışmamış, yolları kesişmiş markaları da bir şekilde Insider ile tanıştırıyor olabilmek. Ama daha da önemlisi dediğim gibi Türkiye bizim deneyim ülkemiz. Yeni ürünlerimizi, yeni fikirlerimizi hep buradaki bizi destekleyen partnerlerimiz ve dostlarımızla beraber geliştiriyoruz. Dolayısıyla da burası bizim beslendiğimiz bir ülke. O yüzden de yeni dönemde yeni çıkartacağımız teknolojiler, yeni çıkartacağımız ürünler noktasında tam anlamıyla yine bu pazardaki ilişkilerimiz bu pazardaki beklentilerimizi karşılayacak aksiyonları almayı hedefliyoruz.