Tat Gıda, 2050’de Karbon Nötr Olmayı Hedefliyor

Koç Grubu şirketlerinden Tat Gıda, ilk Sürdürülebilirlik Raporu’nu yayımladı. Bu doğrultuda şirket, 2050 yılına kadar karbon nötr olmayı hedefliyor.

Tat Gıda, “Herkesi iyi ve sağlıklı gıdaya ulaştıracak dönüşüme öncülük etmek için varız” misyonuyla sürdürülebilirliği iş modellerinin merkezine yerleştiren bir tutum sergiliyor. Şirket, bu doğrultuda ilk Sürdürülebilirlik Raporu’nu yayımladı. Rapor, Tat Gıda’nın kurumsal kültürünü şekillendiren dört ana başlık altında yer alan “Kökümüz Değerler, Toprağımız Dünya, Emeğimiz İnsan ve Paylaştığımız Toplum” sürdürülebilirlik faaliyetlerini ve hedeflerini detaylı bir şekilde paylaşıyor. Söz konusu raporda 2050 yılına kadar karbon nötr olma hedefini de belirleyen Tat Gıda, gelecekteki hedeflerini açıkça ortaya koyuyor.

Tat Gıda CEO’su Evren Albaş, yaptığı açıklamada Türkiye’nin geleceği, kaynakların korunması ve sağlıklı gıdaya erişim gibi önemli konuları vurguladı. Albaş, iş yapış biçimlerini değiştirmenin, şirketlerin faaliyetlerini sürdürülebilirlik üzerine odaklamalarının büyük bir öneme sahip olduğuna dikkat çekti. Tarımsal faaliyetlerde sürdürülebilirliğin ve gıda arzının devamlılığının sağlanması için akıllı tarım uygulamaları ve üretimde dijitalleşmeye büyük önem verdiklerini ifade etti.

Albaş, açıklamasını şu sözlerle sürdürdü: “Yarım asrı aşkın süredir Türkiye’de her eve, her restorana, her mutfağa girmeyi başarmış, adı güven ve kaliteyle birlikte anılan ürünlere sahibiz. Gıda güvenliğini ve tarımın geleceğini destekliyoruz. Tarım ve gıda alanında uzmanlığımızla toprağın, çiftçinin ve toplumumuzun refahına hizmet ediyor, tarımda sürdürülebilir gelecek adına Mustafakemalpaşa, Karacabey ve Torbalı’daki tesislerimizde öncü çalışmalara imza atıyoruz. Sosyal etkisi yüksek bir şirketiz; tüm paydaşlarımızı sürdürülebilirlik yolculuğumuzun bir parçası olarak konumluyoruz. Hayata geçirdiğimiz ilk stratejik sürdürülebilirlik yol haritamızla dokunduğumuz her alanda Türkiye’ye iyi bakan bir marka olduğumuzun altını çizmek istiyoruz. Daha yaşanabilir bir dünya için çevresel, sosyal ve yönetişimsel çerçevede etki alanımızı genişletmek için çalışıyoruz.”

Faaliyette bulundukları tüm bölgelerde, ziraat ve gıda üretiminin geleceğe hazır olmasını sağlayacak köklü projeler yürüttüklerini söyleyen Albaş, “Türkiye’nin küresel gıda şirketi olma hedefiyle, teknolojiyi insan ve çevreye fayda sağlayacak biçimde odağımıza alarak, geleceği bugünden tasarlayan iş modelleri geliştiriyoruz. Tat Gıda olarak, su, gübre ve kimyasal kullanımını azaltırken karbon ayak izini azaltma ve sürdürülebilirlik konularında da sektörümüze liderlik etmeye kararlıyız.” dedi.

Tat Gıda, Çalışmalarına Sürdürülebilirliği de Ekleyecek

Üretimde izlenebilirlik, otomasyon ve yapay zekâ uygulamaları gibi birçok alanda transformasyon projelerini devreye aldıklarını belirten Albaş, “Üretim tesislerimizin dijital dönüşümü için global ölçekte en etkili dijital olgunluk değerlendirme programlarından biri olan SIRI (Smart Industry Readiness Index) değerlendirmesinden geçtik. Yapay-zekâ destekli akıllı su kaynakları yönetim sistemimiz ile üretimdeki elektrik tüketimimizi %15 oranında azalttık. Blockchain altyapısına sahip izlenebilirlik platformu TTRACE aracılığıyla, ürünlerimizin tarladan sofraya gerçekleşen yolculuğunun tamamını izlenebilir hale getirmek için ilk adımı attık. Karacabey fabrikamızda domateslerimizin tarladan tesise takip sürecini başlattık.” ifadelerini kullandı.

Tarımda dijitalleşmeye, akıllı teknolojilere yatırım yaptıklarını ifade eden Albaş, şu sözleri aktardı:

“Kendi sahamızda elde ettiğimiz başarılı uygulamalarımızla, çiftçinin daha verimli, daha kazançlı bir üretim modeliyle üretim yapabilmesi için rol model oluyoruz. 55 yıldır kesintisiz devam eden “Sözleşmeli Tarım” uygulamamız kapsamında 500’e yakını sözleşmeli olmak üzere 1000’in üzerinde çiftçiyle çalışıyoruz. Halen 2 bin 600 dekarlık alanda yürüttüğümüz dijital tarım uygulamaları ile dekar başına 10-11 ton seviyelerinde domates verimi elde ettik. Bu uygulamaları çiftçilerle paylaşarak, verimi arttırmalarını sağladık. Akıllı Sulama Teknolojilerimizle yaklaşık %30 su tasarrufuna ulaştık. Uydu ile takip sayesinde yüzde 10’a varan verim artışı sağladık. Tarımsal İklim İstasyonları aracılığıyla hava durumu yerel bazda tahmin edilebiliyor ve ürünü etkileyecek hastalıkların risk analizi yapılabiliyor. Bu istasyonlardan alınan veriler ve analizler sonucunda, hastalık riskleri çiftçilere “Tat Lider Çiftçi” mobil uygulaması üzerinden gönderiliyor. “Tarım Değer Zinciri” projesiyle 476 çiftçinin, limit çalışmasına gerek duymadan ve piyasa şartlarına göre uygun koşullarda tarımsal finansman imkanından yararlanmasını sağlıyoruz.”

Tat Gıda’nın üretim, ihracat ve sürdürülebilirlik alanlarında güçlü performansla 2024’e giriş yaptığını söyleyen Albaş, ihracatın, şirketin sürdürülebilir ve kârlı büyüme hedefleri içerisinde önemine işaret etti. Albaş, “Ülkemizin bayrağını dış pazarlarda başarıyla dalgalandırmaya devam ediyoruz. Başarımızın temelinde ürünlerimizin sahip olduğu küresel çapta gıda güvenliği sertifikaları ve yüksek kalitenin yanı sıra bulunduğumuz ülkelerin damak tadına, yerel reçetelerine uygun ürünler çıkartabilme kabiliyetimiz yer alıyor. Bu başarının bir diğer nedeni ise, sürdürülebilirlik konusunda net pozitif etkiyi esas alan çalışmalarımızdır.” dedi.

Açıklamaya göre; 1993’ten bu yana BIST Sürdürülebilirlik Endeksi’nde yer alan Tat Gıda, tarımsal verimlilik projelerine ek olarak dijitalleşme ve akıllı teknolojilere yatırım yapıyor. Aynı zamanda BM Kadının Güçlenmesi İlkeleri’ne imza atan şirket, iş dünyasında çeşitlilik ve farklılığa büyük önem veriyor. Faaliyetlerini Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’nin (UNGC) insan hakları, iş yaşamı, toplumsal cinsiyet eşitliği, çevre dostu üretim, yolsuzlukla mücadele gibi alanları kapsayan ve “ekosistem ekonomisi” metrikleriyle uyumlu bir şekilde yürütüyor.

Son yıllarda sürdürülebilirlik performansını önemli ölçüde artıran Tat Gıda, 2016’dan beri Borsa İstanbul’un Sürdürülebilirlik Endeksi’nde yer alıyor. 2022’de gerçekleştirdiği ESG performans alanlarındaki çalışmalarla Refinitiv değerleme sistemi üzerinden aldığı ESG notunu 100 üzerinden 71 puana yükseltti. Şirket ayrıca Koç Holding’in başlattığı Karbon Dönüşüm Programı’nda yer alarak 2050 yılına kadar karbon nötr olma hedefini benimsedi.