Sürdürülebilir Modacılık

Sürdürülebilir moda, moda sektöründe hızlı moda anlayışına karşı gelişmiş, ekolojik bütünlüğü ve toplumsal adaleti savunarak moda ürünlerini ve sistemini değiştirmeyi hedefleyen bir akım. Yalnızca ürünle değil, modanın bağlantılı olduğu toplumsal, kültürel, ekolojik, finansal sistemlerle de ilgilenen bir yaklaşımdır.

Temelleri çevre hareketiyle birlikte atılan Sürdürülebilir moda kavramı, sektörde toplumsal değeri ve refahı önceleyen bir iş modelinin benimsenebileceğine inancına dayanır.

Amaç

Sürdürülebilir moda hareketini savunanlar, moda sektörünün farklı davranabileceğine, toplumsal değeri ve refahı önceliği kabul edebileceğine inanıyor. Bu doğrultuda da şirketlerin çevresel, toplumsal ve ahlaki açıdan gelişmeyi idari gündemlerine almaları gerektiğini belirtiyorlar.

Sürdürülebilir modanın hedefi, faaliyetleri aracılığıyla gelişmiş ekosistemler ve topluluklar yaratmak olarak tanımlanmıştır. Buna ulaşmak için yerel üretim ve ürünlerin değerini artırmak, malzemelerin yaşam döngüsünü uzatmak, zamansız giysilerin daha değerli hâle getirmek, atık miktarını sıfırlamak, üretim ve tüketimin çevrede yarattığı tahribatı azaltmak gibi yöntemlere başvurabiliyor. Bu akım ayrıca insanları bilinçlendirerek çevre dostu tüketimi teşvik etmeyi hedefliyor.

Hızlı moda

Hızlı moda kavramı 1980 yılında ABD’de ortaya çıkmış, 1900’lerin sonu ve 21. yüzyılın başında tüm dünyaya hızla yayılmış bir iş modelidir.

Tasarımdan mağazaya ürünlerin hızlı üretim sürecine dayalı ve piyasanın ihtiyaçlarına anında cevap veren bir iş modelini ifade etmektedir. Ucuz, düşük kaliteli, birkaç kez kullanılıp atılabilir kıyafetlerle özdeşleştirilen hızlı moda, hazır giyim üretimi, ucuz stilleri halka sunmak için trend replikasyonunu ve düşük kalite malzemeleri kullanır. Her hafta sunulan yeni ürünler ve yılda yaklaşık yirmi yeni koleksiyonun tanıtılması hem üretim hem de tüketimin hızla yayılmasına neden olmuştur. Bu hareket çevre, hazır giyim işçileri ve tüketiciye ekonomik maliyeti bakımından zararlı etkiler doğurmuş; kimi kaynaklara göre moda sektörün petrolden sonra dünyayı en çok büyük kirleten ikinci endüstri haline gelmiştir.

Yavaş moda

Yavaş moda modern hayattaki çok hızlı değişen moda akımları, eğilimleri ve hızlı üretime karşı doğmuş bir harekettir. Terim ilk olarak yazar ve tasarım aktivisti Kate Fletcher tarafından kullanılmıştır. Fletcher yavaş modayı “kalite odaklı” olarak tanımlamıştır. Yavaş moda hareketinin temel felsefesi uzun süreli giyilebilecek, kalitesi yüksek, modası geçmeyecek ürünler üretmektir. Diğer yavaş moda öncüleri bu hareketin daha yavaş üretimi teşvik ettiğini, sürdürülebilirlik ve etiği birleştirdiğini, son olarak da tüketicileri yerel moda tarzları, doğal malzemelerle üretilen ve dayanıklı kıyafetler almaya yönlendirdiğini belirtiyor. Yavaş moda hareketi “yavaş tasarım” hareketini başlatmıştır. Yavaş tasarım, endüstri devrimi öncesinin insan emeğine ve doğal malzemeye dayalı bir tür el sanatı olan tekstil üretimine geri dönüştür.[ Yavaş moda sadece klasik olanı benimsemek ya da üretim sürecini yavaşlatmak değil; aynı zamanda kâr elde etmenin yanında sosyal sorumluluk, sürdürülebilirlik, şeffaflık ve diğer temel iş uygulamalarını geliştirmek demektir.

Ürün kullanımı ve ömrü

Bilinçsiz tüketimin etkisiyle tekstil ürünlerinin kullanım ömrü yıllar içerisinde kısaldı ve bu nedenle dünyada bıraktığı olumsuz ayak izi arttı. Küresel eğilim, tüketicilerin 15 yıl öncesine göre iki kat daha fazla kıyafet aldığını, ancak bu kıyafetleri eski kullanım sürelerinin yarısına karşılık gelecek süreler boyunca kullandığını gösteriyor. Bir moda ürününün ömrünü yalnızca %10, örneğin üç ay uzatmak, çevresel ayak izinde 3 milyon ton daha az CO2 salımı, 600 milyon m3 daha az su tüketimi ve 150.000 ton daha az atık üretimi gibi önemli etkiler sağlayabilir. Diğer yandan bir giysinin giyim süresinin mevcut kullanım süresinin iki katına çıkarılması durumunda, GHG (sera gazı) emisyonunun %44 oranında azalacağı öngörülmektedir. Küresel olarak tüketiciler, giymeye devam edebilecekleri kıyafetleri çöpe atarak her yıl 460 milyar ABD dolarına varan kaynağı boşa harcıyor.

Sürdürülebilir giyim

Sürdürülebilir giyim üreticileri, sürdürülebilir giyimi modanın çevresel faaliyetlerini azaltmanın anahtarı olarak değerlendirir; çevreye zarar veren kimyasallardan uzak durarak ya da çok miktarda su tüketen malzemelerin tüketimini düşürterek giyimin çevresel etkilerini mümkün olduğu kadar azaltmaya çalışır.

Materyallerin daha az su tüketen, doğaya toprağa daha az zarar veren, hayvanları ve işçi haklarını koruyan, kimyasal tarım ürünlerine ihtiyaç duymadan üretilmiş oldukları doğa dostu sertifikalarla belgelendirilir.. Bu sertifikalardan bazıları şunlardır: Banana sylk, hemp (kenevir lifi), peace silk (barış ipeği), pineapple fibre (ananas lifi).

Sürdürülebilir giyim sektörü için bazı önce geliştirilmiş öncü fikirler arasında şunlar yer alır:

  • İkinci el mağazaları müşterilerle buluşturan platformlar (bkz: İngiltere’de Upright)
  • Kişinin bedenine uygun kıyafet bularak kumaş israfını önleyen yapay zekâ platformları (bkz: Metail firmasının hizmetleri MeModel ve Composed Photography)
  • Atık gıdaların lüks ürünlere dönüşümü (bkz: Hong Kong menşeli Dylecious)
  • Özel ve sürdürülebilir ürünler sunan moda platformları (bkz: Unmade)
  • Kimyasal kullanılmadan üretilen geri dönüştürülmüş tişörtler (bkz: Marine Layer x Recover)
  • Sürdürülebilir moda ve tarz sunan e-ticaret platformları (bkz: Antibad)
  • Kumaş israfını önlemek için 3b tarama kullanmak (bkz: araştırma topluluğu Synflux)
  • Moda ile değişen konsept fikirleri (bkz: Evan Stuart’ın Layer ayakkabı projesi).

KAYNAKÇA

1- VİKİPEDİ