TÜGİS, AB ve ILO desteğiyle çocuk işçiliğini önlemeye yönelik “Küçük Eller İçin Büyük Gelecekler” projesini başlattı.
Türkiye Gıda Sanayii İşverenleri Sendikası (TÜGİS) ve Çalışma Hayatı Derneği, çocuk işçiliğinin önlenmesi amacıyla önemli bir projeyi hayata geçirdi. “Küçük Eller İçin Büyük Gelecekler: Çocuk İşçiliğine Hayır” adlı proje, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu’nun ve Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) destekleriyle başlatıldı.
Bir yıl sürecek proje kapsamında, TÜGİS üyeleri ve gıda sektöründeki tüm paydaşlara yönelik eğitimler ve bilgilendirme programları düzenlenecek. Amaç, çocuk işçiliğiyle mücadelede farkındalık yaratmak ve uluslararası mevzuata uygun bilgi akışı sağlamak.
720 Bin Çocuk İşçi Var
TÜGİS Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Sidar, Türkiye’de çocuk işçiliğinin hâlâ ciddi bir sorun olduğunu belirtti. Türkiye’de 5-17 yaş arası yaklaşık 720 bin çocuk işçi bulunuyor. Bunların %30,8’i tarım, %23,7’si sanayi, %45,5’i ise hizmet sektöründe yer alıyor.
Sidar, çocuk işçiliğine iten nedenler arasında yoksulluk, eğitime erişim zorluğu, mültecilik, aile baskısı ve geleneksel rollerin yer aldığını belirtti. Çalışan çocukların büyük çoğunluğunu 15-17 yaş grubundakiler oluştururken, 5-11 yaş arası çocukların oranı da %4,4 olarak dikkat çekiyor.
Çocuk işçiler arasında erkeklerin oranı %70,6 iken, kız çocukların oranı %29,4. Bu durumun çocukların eğitim, sağlık ve gelişim haklarını engellediğini vurgulayan Sidar, çocuk işçiliğinin yasal olarak da sınırlandığını hatırlattı. Türkiye’de 15 yaşından küçük çocukların çalıştırılması, bazı istisnalar dışında yasak.
Sidar, TÜGİS ve Çalışma Hayatı Derneği iş birliğiyle yürütülecek projede; eğitimlerin yanı sıra sosyal medya duyuruları ve bilgilendirici materyallerle çocuk işçiliği konusunda toplumsal bilinç oluşturulacağını ifade etti.
ILO ve UNICEF verilerine göre dünya genelinde 138 milyon çocuk işçi bulunuyor. Bu çocukların yaklaşık 54 milyonu, tehlikeli işlerde çalışıyor. En yüksek çocuk işçiliği oranı yüzde 21,5 ile Afrika’da görülüyor.
TÜGİS’in öncülüğünde başlayan bu proje, hem ulusal hem uluslararası düzeyde çocukların haklarının korunması adına atılmış önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.