Bain&Company analizine göre Türkiye, stratejik yatırımlar ve kamu destekli girişimlerle yapay zeka alanında güçlü bir bölgesel merkez olma potansiyeline sahip.
Türkiye, Yapay Zekâda Yeni Bir Bölgesel Üs Olabilir
Yapay zekâ ve büyük dil modellerinin (LLM’ler) küresel yükselişi, ülkeleri egemen yapay zeka altyapılarına yatırım yapmaya yönlendiriyor. Bain&Company’nin son analizine göre Türkiye, yerli veri merkezleri, dijital altyapılar ve kamu destekli girişimlerle bu dönüşümde önemli bir aktör haline geliyor.
Türkiye’de veri egemenliği, enerjiye erişim, stratejik arazi tahsisi ve yeşil teknoloji yatırımları gibi kritik alanlara odaklanılarak güçlü bir yapay zekâ ekosistemi oluşturuluyor. Özellikle Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi’nin 2024–2028 eylem planı, bu alandaki gelişimi hızlandırmayı hedefliyor.
Bain & Company analizine göre Türkiye, doğru ortaklık yapıları ve düzenleyici adımlarla yerel veri merkezlerini yaygınlaştırarak, küresel dijital altyapının merkezlerinden biri olabilir. Dünya genelinde benzer yatırımları hayata geçiren Hindistan, Suudi Arabistan, Kanada gibi ülkelerle birlikte Türkiye de bu rekabette yer alıyor.
Yapay zekâ uygulamalarının artmasıyla birlikte enerji ihtiyacı da yükseliyor. Ancak Türkiye’nin Ulusal Enerji Planı, 2030 yılına kadar veri merkezlerinin enerji tüketiminin ulusal tüketimin %1’ini aşmayacağı öngörüsüyle bu ihtiyacı sürdürülebilir şekilde karşılamayı hedefliyor.
Bain & Company Türkiye Yardımcı Ortağı Turgut Özal şunları söylüyor:
“Yapay zekâ yatırımları sadece teknoloji politikası değil, aynı zamanda ekonomik kalkınma stratejisidir. Enerji verimliliği, yetenek geliştirme ve veri güvenliği ekseninde yapılacak yatırımlar, Türkiye’yi dijital haritanın merkezine taşıyabilir”
Bain analizinde, egemen yapay zekâya geçişin; ulusal güvenlik, ekonomik çıkarlar, yerelleştirme ve düzenleyici çerçeve gibi dört ana başlıkta şekillendiği vurgulanıyor.