Siemens: Enerji Bağımsızlığı İklim Güvenini Geride Bıraktı

Siemens’in yeni araştırması, enerji bağımsızlığının iklim eylemlerine duyulan güvenin önüne geçtiğini ortaya koydu.

Siemens, 19 ülkeden 1.400 üst düzey yöneticiyle gerçekleştirdiği Infrastructure Transition Monitor 2025 araştırmasıyla, enerji, sanayi ve inşaat sektörlerinde altyapı dönüşümünün yeni yönünü inceledi.

Sonuçlara göre, ulusal enerji bağımsızlığı, fosil yakıtların kullanımının azaltılmasını geride bırakarak en önemli öncelik haline geldi. Araştırma, küresel istikrarsızlık ve tedarik zinciri oynaklığının arttığı günümüzde, ülkelerin enerji güvenliği ve dayanıklılığına her zamankinden daha fazla odaklandığını gösteriyor.

Jeopolitik Belirsizlik, Enerji Stratejilerini Yeniden Şekillendiriyor

COP30 öncesinde yayınlanan rapor, enerji güvenliğinin küresel iklim iş birliğinin önüne geçtiğini ortaya koyuyor. Yöneticilerin büyük bölümü, esnek ve güvenli enerji arzının artık altyapı planlamasında hükümetlerin birincil önceliği olması gerektiğini düşünüyor.

Rapora göre:

  • Ulusal enerji bağımsızlığı ve iklim risklerinin proaktif yönetimi, öncelik sıralamasında en hızlı yükselen başlıklar oldu.
  • Enerji arzı, 2023 yılında üçüncü sıradayken bugün lider konuma yükseldi

Küresel Vizyon Yerini Ulusal Dayanıklılığa Bırakıyor

Araştırmaya katılan yöneticilerin %62’si, geleceğin enerji sistemlerinin küresel ticaretten ziyade yerel veya bölgesel üretime dayanacağına inanıyor. Yenilenebilir enerji entegrasyonu, enerji depolama hazırlığı ve gelişmiş şebeke altyapıları, bu dönüşümün temel yapı taşları olarak öne çıkıyor.

Katılımcıların yarısından fazlası, ülkelerinde:

  • Dayanıklılığın %53,
  • Enerji bağımsızlığının %52 oranında olgunluğa ulaştığını ifade ediyor.

İklim Hedeflerine Güven Azalıyor

Enerji güvenliği önceliğinin yükselmesi, küresel iklim hedeflerine duyulan güvenin azalmasına neden oldu. 2023’te yöneticilerin %44’ü, 2030 yılı karbonsuzlaşma hedeflerine ulaşılacağına inanırken; bu oran 2025’te %37’ye geriledi.

Ayrıca yöneticilerin %57’si, önümüzdeki iki yılda fosil yakıtlara yatırımların artmasını bekliyor. Bu durum, küresel iklim hedefleri ile ekonomik ve enerji güvenliği politikaları arasındaki dengenin değişmekte olduğuna işaret ediyor.

Dayanıklılık Planlamaya Dahil Edilmeli

Rapor, enerji dayanıklılığının ulusal stratejilere entegre edilmemesinin hem ekonomik hem de çevresel riskler yaratabileceğini vurguluyor. Siemens, iklim taahhütlerine ulaşmak için şebeke yatırımlarının ve dijital inovasyonun hızlandırılması gerektiğine dikkat çekiyor.

Yapay Zekâ Enerji Geçişinin Yeni Motoru

Katılımcıların %66’sı, yapay zekânın kritik altyapıların dayanıklılığını artıracağını, %59’u ise AI’nin kurumlarında karbonsuzlaşma süreçlerinde aktif olarak kullanıldığını belirtti.

Dijitalleşme, enerji depolama kapasitesinin artırılmasının hemen ardından, temiz enerjiye geçişi hızlandırmada ikinci en etkili unsur olarak değerlendirildi.

Bu bulgular, enerji dönüşümünün yeni merkezinde dijitalleşme, dayanıklılık ve ulusal bağımsızlık kavramlarının yer aldığını açıkça gösteriyor. Siemens, bu dönüşümün yalnızca teknolojiyle değil, stratejik vizyonla da desteklenmesi gerektiğini vurguluyor.