Balparmak Arıcılık Akademisi’nin kadın arıcılarla yürüttüğü saha çalışması, arı sütü üretiminde kadın emeğinin gücünü gözler önüne serdi.
Kurulduğu günden bu yana 7 bini aşkın arıcıya eğitim veren Balparmak Arıcılık Akademisi, 20 kişilik Ar-Ge ekibiyle İstanbul Aydos Ormanı’nda yürütülen arıcılık faaliyetlerini yerinde inceledi. İstanbul İli Arı Yetiştiricileri Birliği’nin davetiyle gerçekleştirilen saha ziyaretinde, özellikle kadın arıcıların arı sütü üretimindeki başarısı dikkat çekti.
2018 yılında Balparmak tarafından kurulan Arıcılık Akademisi, arı sütü, bal, polen ve propolis gibi katma değerli ürünlerin hijyenik ve verimli üretimi konusunda kapsamlı eğitimler veriyor. Özellikle kadınları ve gençleri sektöre kazandırmayı hedefleyen akademi, mesleğin sürdürülebilirliğini destekleyen önemli bir yapıya sahip.
Ziyaret kapsamında Balparmak Ar-Ge uzmanları, sahadaki üretim süreçlerini yakından inceledi. Kadın arıcıların sadece iki ayda 10 kilogram arı sütü üretmesi, sabır, hijyen ve uzmanlık gerektiren bu süreçteki başarılarını ortaya koydu.
İstanbul Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Onur Çilenk, “Arıcılık ciddi bilgi ve planlama gerektiren bir meslek. Özellikle ilkbaharda yapılan beslemeler, sezonun verimliliğini belirler. Arı sütü gibi ürünlerde başarı, teknik bilgiyle mümkündür” dedi.
Balparmak Ar-Ge ve Kalite Direktörü Dr. Emel Damarlı, “Arı sütü sağlık ve kozmetik alanında yüksek potansiyele sahip. Ancak üretimi sabır, hijyen ve uzmanlık gerektiriyor. Bu noktada kadınların titizliği büyük fark yaratıyor. Onları mesleki olarak güçlendirmek, ülke ekonomisine de katkı sağlar” diye konuştu.
Balparmak Genel Müdürü Ulaş Altıparmak ise, “Kadınları ve gençleri doğru tekniklerle üretime teşvik ediyoruz. Türkiye’yi arı sütü üretiminde dünyada söz sahibi yapmak istiyoruz. Bu nedenle sektörde yer almak isteyen tüm kadınlara kapımız açık” ifadelerini kullandı.
Ayşe Akkaya’nın ilham veren dönüşümü
Saha ziyaretinin öne çıkan hikâyesi ise Ayşe Akkaya’ya ait. Yıldız Teknik Üniversitesi’nde çift yüksek lisans yapan Akkaya, kurumsal hayatını bırakarak annesi ve teyzesiyle birlikte arıcılığa adım attı. Özellikle arı sütü üretimine odaklanan Akkaya, “Başta arılardan korkuyordum ama şimdi bu işi tutkuyla yapıyorum. Arı sütü üretimi oya işler gibi bir hassasiyet gerektiriyor. Hijyen ve sabır olmazsa olmaz. Bu meslek artık hayatımın bir parçası” dedi.
Akkaya’nın hikâyesi, arıcılığın kadınlar için ulaşılabilir, öğrenilebilir ve sürdürülebilir bir üretim alanı olduğunu göstererek ilham kaynağı oldu.