UN Global Compact Türkiye, İnsan Hakları Günü’nde şirketlere çağrı yaptı: İnsan hakları, sürdürülebilirlik ve adil dönüşümün vazgeçilmez temelidir.
İnsan Hakları, Sürdürülebilir Geleceğin Vazgeçilmez Unsuru
UN Global Compact Türkiye, 10 Aralık İnsan Hakları Günü kapsamında yaptığı açıklamada; iklim krizinin sosyal etkileri, teknolojik dönüşüm, derinleşen eşitsizlikler ve küresel tedarik zincirlerindeki kırılmaların, şirketlerin insan hakları sorumluluğunu her zamankinden daha görünür ve acil hale getirdiğini vurguladı.
Eşitsizlikler, çatışmalar, demokratik alanların daralması ve çevresel krizler; dünya genelinde milyonlarca insanın adil ücret, güvenli çalışma, eğitim, sağlık ve yaşam hakkını tehdit ediyor. Bu nedenle iş dünyası, yalnızca ekonomik değil; aynı zamanda toplumsal sorumluluk taşıyan bir aktör olarak konumlanıyor.
İş Dünyasında İnsan Haklarının Önemi Artıyor
İnsan hakları korunmadan kapsayıcı kalkınma, adil dönüşüm ve toplumsal refahın sağlanamayacağına dikkat çekilen açıklamada, sürdürülebilirliğin ancak hak temelli bir yaklaşım ile mümkün olabileceği vurgulandı.
Küresel iş gücünün yaklaşık %70’inin, iklim değişikliğine bağlı aşırı sıcaklıklar, hava kirliliği ve çevresel risklere maruz kaldığı belirtiliyor. Bu durum özellikle düşük gelirli çalışanlar, tedarik zincirlerinin alt halkalarında yer alan işçiler ve açık alanda çalışan gruplar için ciddi riskler barındırıyor.
Şirketlerin kendi operasyonlarının yanı sıra tedarik zincirlerinin tamamında insan haklarına saygıyı esas alan bütüncül bir yönetim anlayışı benimsemesi gerekiyor.
Değişen Dünya, Genişleyen Sorumluluk Alanları
Küresel dönüşüm, şirketlerin insan hakları sorumluluklarını hem kapsam hem de etki açısından genişletiyor:
- Yapay zekâ uygulamaları, mahremiyet, ayrımcılık ve algoritmik şeffaflığı yeni insan hakları gündemleri arasına taşıyor.
- İklim krizinin sosyal etkileri, geçim kaynakları, adil geçiş ve kırılgan grupların korunmasını öncelikli hale getiriyor.
- Tedarik zincirlerindeki riskler, çocuk işçiliği ve zorla çalıştırma gibi sorunların küresel ölçekte yeniden ele alınmasını gerektiriyor.
Bu çerçevede şirketlerin yalnızca doğrudan etkileri değil, dolaylı sosyal ve çevresel sonuçları da sorumluluk alanına dâhil etmesi gerekiyor.
İnsan haklarının iş süreçlerine entegre edilmesi, şirketler için yalnızca riskleri azaltan değil, dayanıklılığı ve kurumsal değeri artıran bir strateji olarak öne çıkıyor.
İnsan Hakları Durum Tespiti (HRDD) sayesinde;
- Olası hak ihlalleri erken aşamada tespit ediliyor,
- Hukuki ve itibar riskleri azalıyor,
- Çalışan bağlılığı, verimlilik ve paydaş güveni güçleniyor.
Araştırmalar, iş kazaları ve meslek hastalıklarının küresel ekonomiye ciddi maliyetler yüklediğini; etik ve ESG temelli ihlallerin ise şirketlerin finansal performansını olumsuz etkilediğini ortaya koyuyor.
UN Global Compact İlkeleri Şirketlere Yol Gösteriyor
UN Global Compact’in İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ne dayanan ilkeleri, şirketleri;
- İnsan haklarına saygı göstermeye,
- Hak ihlallerine ortak olmamaya,
- Adil, kapsayıcı ve güvenli çalışma koşullarını sağlamaya davet ediyor.
Ayrıca zorla çalıştırmanın önlenmesi, örgütlenme özgürlüğü ve ayrımcılıkla mücadele gibi başlıklar, iş dünyası için güçlü bir etik ve yönetişim çerçevesi sunuyor.
Zorunlu Düzenlemeler Yeni Bir Dönemi Başlatıyor
Özellikle Avrupa Birliği öncülüğünde hayata geçirilen zorunlu insan hakları durum tespiti düzenlemeleri, şirketlerin insan ve çevre üzerindeki etkilerini sistematik biçimde değerlendirmesini gerekli kılıyor.
Bu düzenlemelerle birlikte;
- Tedarik zinciri sorumluluğu,
- Şeffaf raporlama,
- Önleyici aksiyon planları
iş dünyasında bağlayıcı uyum alanları haline geliyor.
UN Global Compact Türkiye Şirketlere Destek Oluyor
UN Global Compact Türkiye; eğitimler, rehberler, webinarlar ve çok paydaşlı öğrenme platformları aracılığıyla şirketlerin insan hakları uygulamalarını güçlendirmelerine katkı sağlıyor.
Türkiye dâhil 35 ülkede yürütülen İş Dünyası ve İnsan Hakları Programı, şirketlere insan hakları etkilerini belirleme, durum tespiti süreçlerini kurma ve uygulanabilir eylem planları geliştirme konusunda kapsamlı destek sunuyor.
Programın yeni dönem başvuruları 19 Aralık 2025 tarihine kadar devam ediyor.











