OSB Kanunu Teklifi Sanayi Komisyonunda Kabul Edildi

Organize Sanayi Bölgeleri Kanununu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, Sanayi Komisyonu’ndan geçti.

Seçimden dolayı TBMM çalışmalarının sonlandırılmadan teklifin kanunlaşması bekleniyor. Teklif, 4562 sayılı OSB Kanununda önemli değişiklikleri içerisinde barındırıyor. Teklif ile yeşil OSB tanımı yapılmakta. Belirlenen kriterler çerçevesinde yeşil OSB’lerin TSE tarafından sertifikalandırılması ve yeşil OSB kriterlerini sağlayan OSB’ler tarafından hazırlanan projelerin öncelikle kredilendirilmesi hedefleniyor. OSB’lerin tahsis öncesinde kuruluş aşamasında finansman ihtiyacının karşılanabilmesi amacıyla yıllardır uygulamada olan ön tahsise kanuni dayanak oluşturuluyor.

Ön tahsis ve parsel tahsisi, yönetmelikle belirlenecek olan esas ve usullere göre müteşebbis heyetin veya genel kurulun belirleyeceği prensipler ve şeffaflık ilkesi kapsamında yapılacaktır. Küçük tasarrufların imalat sanayi yatırımlarına yönlendirilmesi ve üretimin artırılması amacıyla yapılan önemli bir düzenleme, Kanunun ilk halinde olan gerekli birikime ulaşmış isteyen dernek, birlik ve kooperatiflerin karma OSB kuruluşuna katılabilmesi veya sonradan iştirakçisi olabilmesidir. OSB Kanununda yapılan bir başka değişiklik ile OSB’lerde katılımcıların faaliyet göstereceği hizmet ve destek alanı ihtiyacının karşılanabilmesi için mevcutta %10 olan hizmet ve destek alanı oranı %15’e çıkarılması; yine OSB mülkiyetinde ve tasarrufunda olan ortak kullanım alanı oranının ise %8’den %5’e indirilmesi düzenleniyor; bu oranlara uyulması halinde OSB hizmet ve destek alanı ile ortak kullanım alanları toplamı %20’ye çıkarılıyor.

Kanunun 4’üncü maddesine elenen fıkra ile yürürlükteki imar planlarında sanayi alanı olarak belirlenmiş yerlerde, yer seçimi komisyonu kararı olmaksızın ve yer seçimi yapılmadan bu yerlerin, OSB alanı olarak kesinleştirilmesi getiriliyor. Bu fıkra ile yer seçimi komisyonu kararı ve komisyon üyesi kuruluşların görüşü olmadan yer seçimi yapılması hedefleniyor. Eklenen bu fıkra ile özel mevzuatla korunun mutlak tarım arazilerinin, dikili tarım arazilerinin, mera, yaylak ve kışlakların, zeytinliklerin, sulu tarım arazilerinin, içme ve kullanma suyu havzalarının, orman alanlarının ve ormandan sayılan yerlerin, kıyıların, kültür ve tabiat varlıklarının korunmasıyla ilgili yer seçimi komisyonu üyesi kuruluşların görüş belirtmelerinin baypas edildiği düşünülüyor.

Kanunun 4’üncü maddesine eklenen on beşinci fıkrası ile OSB’ler için acele kamulaştırma ve el koyma, el koymayı takiben OSB tarafından altyapı inşaatı ve tahsis yapılması ile yatırımlar için ruhsat ve izinlerin verilmesi; yani OSB altyapı, üstyapı/fabrika binası inşaatlarının yapılması mümkün hale getirilmektedir. Fakat, Anayasa’nın 125 inci maddesine göre, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açık olup, OSB için verilecek acele kamulaştırma kararı da bu kapsamda yargı denetimine tabidir. Acele kamulaştırmaya bağlı el koyma ile OSB tarafından altyapı inşaatı ve üstyapı inşaatlarına başlanıyor olması sebebiyle, açılacak davada acele kamulaştırma kararının yürütmesinin durdurulmasına ve iptaline karar verilmiş olsa bile, OSB alanlarda altyapı ve üstyapı inşaatları devam ediyor yahut gerçekleşmiş olmasından dolayı idari yargı yerlerince verilmiş olan kararın icrası ve arazinin eski hale gerilmesi mümkün olmayacaktır. Dolayısıyla OSB alanında taşınmazı bulunan malikler telafisi imkânsız zararlarla karşı karşıya kalabilecek ve böylece bu kişilerin Anayasayla güvence altına alınmış olan mülkiyet hakkı ihlal edilmiş olacaktır.

Diğer önemli bir değişiklik Kanunun 18 inci maddesinde yer alıyor. Teklif maddesi ile OSB’nin sanayi veya hizmet destek alanında bulunan parsellerde üstyapı inşa edebilmesi, üretime geçme şart ve taahhüdü veren katılımcılara parselleri üst yapılı kiraya verebilmesi veya satabilmesi düzenleniyor. Eklenen bu fıkra ile OSB’nin tahsis ve satış yapacağı yatırımcılarla rekabet etmesinin ve bölgesinde yatırımcı/katılımcı olmasının önü açılmaktadır. Teklif maddesinin bu şekilde kanunlaşmasının OSB’lerin temel fonksiyonundan uzaklaşmasına, tahsisle yükümlü olduğu sanayi ve hizmet destek alanı parsellerinde inşaat müteahhitliği, yap kirala ve yap saltçılık faaliyetlerinin esas faaliyetine dönüşebileceği, bu sayede OSB tüzel kişiliğinin tacir ve OSB’lerin de ticari işletme sayılabileceği, Kanunun temel yaklaşımıyla bağdaşmayan uygulamaların ortaya çıkabileceği ve OSB organlarının bu kapsamda alacağı kararlarıyla suistimallere yol açabileceği yönünde görüşler yaygındır. Bu değişikliğin, TBMM’de kanunlaşması aşamasında bir defa daha değerlendirilmesi uygun olur.

Son olarak Kanuna eklenen 17’nci maddesi ile OSB içinde yer alan, boş olan ve OSB mülkiyetinde olmayan parsellerinin, sanayi üretimine katkı sağlanması amacıyla maliklerin üretime geçmesi veya üretim yapmak isteyen yatırımcılara devretmesi için maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl süre verilmesi, bu süre sonunda yatırım yapılmayan parsellerin daha önce OSB tarafından mülkiyeti devredilenlerin bedeli ödenmek kaydıyla tapuda OSB adına tescili, maliklerin mülkiyetinde bulunan parsellerin ise OSB tarafından kamulaştırılması düzenleniyor.