Bain & Company: “Sürdürülebilirlik Bitmedi, Şekil Değiştiriyor”

Bain & Company raporuna göre sürdürülebilirlik, etik bir zorunluluktan iş değerine dönüşüyor. CEO’lar sessiz ama daha çok aksiyon alıyor.

Bain & Company’nin yayımladığı yeni rapor, sürdürülebilirliğin artık “etik bir sorumluluk” değil, doğrudan “iş değeri” yaratan bir zorunluluk hâline geldiğini ortaya koyuyor. Şirketler sürdürülebilirlik hakkında daha az konuşsa da, bu alanda daha çok eylem gerçekleştiriyor.

CEO’lar Sessiz Ama Daha Aktif: “Sözden Eyleme Geçiş” Dönemi

Bain & Company’nin “The Visionary CEO’s Guide to Sustainability 2025” raporu, 150 küresel şirketin 35.000’den fazla açıklamasını analiz etti. Bulgular, sürdürülebilirlik söyleminin artık “etik uyum”dan “rekabet avantajı”na dönüştüğünü gösteriyor.

Rapora göre küresel karbondioksit emisyonlarının %25’i bugün kârlı şekilde azaltılabiliyor. Enerji verimliliğini artıran, döngüsel üretimi güçlendiren ve tedarik zincirlerini yerelleştiren yatırımlar bu dönüşümün merkezinde yer alıyor.

Rapor, yapay zekânın sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmada kritik bir rol oynadığını gösteriyor. Şirketler enerji verimliliği, atık azaltımı, iş güvenliği ve kaynak optimizasyonu için yapay zekâyı aktif biçimde kullanıyor.

Bain’in iklim-ekonomi modeline göre, veri merkezleri ve yapay zekâ teknolojileri 2035’te yıllık 810 milyon ton CO₂ salımıyla küresel emisyonların %2’sini oluşturabilir. Bu durum, yeni bir “karbon riski” alanı doğuruyor.

Bain Türkiye Yönetici Ortağı Onur Candar, enerji tüketimi ve yapay zekâ arasındaki ilişkiye dikkat çekerek şunları söyledi:

“Veri merkezleri yüksek enerji tüketiyor. Fosil yakıt ağırlıklı bölgelerde emisyon artışı kaçınılmaz. Ancak Avrupa’daki yenilenebilir dönüşüm bu etkiyi dengeleyecek”

Bain’in 750 B2B müşterisiyle yaptığı araştırmaya göre, katılımcıların yarısı sürdürülebilir tedarikçilerden alım yapıyor; %70’i ise önümüzdeki üç yılda bu oranı artırmayı planlıyor.

Tüketici araştırması da benzer sonuçlar veriyor: Sekiz ülkede 14.000 kişiyle yapılan anket, tüketicilerin %80’inin sürdürülebilirliğin hâlâ çok önemli olduğunu düşündüğünü gösteriyor. Üçte biri her gün sürdürülebilir davranışlar sergiliyor.

Maliyet ve Bilgi Eksikliği Sürdürülebilir Yaşamın Engeli

Rapor, sürdürülebilir ürünlerin yüksek maliyetinin özellikle gelişmekte olan ülkelerde önemli bir bariyer oluşturduğunu belirtiyor. Türkiye’de de yüksek enflasyon, çevre dostu ürünlerin tercih edilmesini zorlaştırıyor.

Diğer bir engel ise bilgi eksikliği. Katılımcıların yarısı sürdürülebilir ürünleri ayırt etmekte zorlanıyor. Bain, bu farkın Ar-Ge yatırımları, yenilikçi ürün geliştirme ve kamu politikalarıyla kapanabileceğini vurguluyor.

Teknoloji Bilgi Boşluğunu Kapatıyor

Araştırmaya göre, tüketicilerin yarısından fazlası daha sürdürülebilir bir yaşam için yapay zekâ araçlarını kullanıyor. Çevre dostu ürün önerilerinden karbon ayak izi hesaplamalarına kadar geniş bir yelpazede teknoloji, farkındalık yaratıyor.