AbbVie tarafından kurulan ARCH, 200’den fazla kaynaktan 2 milyardan fazla bilgi noktasını birleştirerek ilaç hedeflerinin daha hızlı belirlenmesini sağlıyor.
Dünyanın önde gelen biyofarma şirketlerinden AbbVie, yapay zekâ ile ilaç geliştirme süreçlerini hızlandırarak tıpta yeni bir dönemin kapılarını araladı. 10–15 yıl süren ilaç geliştirme yolculuğu, AbbVie’nin yenilikçi yaklaşımları sayesinde artık yarı sürede tamamlanabilecek.
İnsan vücudu, 20.000 protein kodlayan gen, trilyonlarca hücre ve 1 kentilyona kadar antikor üretiyor. Bu olağanüstü biyolojik çeşitlilik hastalıkların kök nedenlerini anlamada kritik rol oynarken, AbbVie bilim insanlarının çok daha kısa sürede içgörülere ulaşmasına olanak tanıyor.
AbbVie’nin bu alandaki yatırımlarından biri olan AbbVie R&D Convergence Hub (ARCH), 200’den fazla gelen veriyi bir araya getiriyor ve bilim insanlarına 2 milyardan fazla bilgi noktasına erişim imkânı sağlıyor. ARCH makine öğrenimiyle veriler arasındaki bağlantıları ortaya çıkarıyor, böylece yeni ilaç hedefleri daha hızlı ve daha güvenilir şekilde belirleniyor.
İlaç Geliştirme Süreçlerinde Hızlanma
AbbVie’nin yapay zekâ entegrasyonu ilaç geliştirme sürecinde hızlanma sağlıyor. Klinik çalışmaların yapılacağı merkezler artık %50 oranında daha hızlı belirlenebiliyor, hasta kabul süreçleri üç kat hızlanıyor. Böylece araştırmalarda bir ilacın etkili olup olmadığını gösteren ilk aşamaya bir yıl daha erken ulaşmak mümkün hale geliyor. Monoklonal antikorların üretiminde bir yıllık zaman kazancı sağlanırken, ruhsat başvurularında kullanılan otomasyon araçları sayesinde yüksek kaliteli dosyalar çok daha kısa sürede hazırlanıyor.
ARCH platformu sayesinde karmaşık biyolojilere sahip alanlarda genler ve proteinler arasındaki ilişkiler net görülebiliyor. Bu sayede erken aşamada doğru hedeflerin seçilmesi mümkün oluyor. AbbVie üretken yapay zekâ kullanarak ilaç tasarımını da optimize ediyor. Büyük dil modelleri (LLM), proteinlerin “dilini” çözerek istenilen özelliklere sahip yeni antikor yapıları geliştirmeye imkân tanıyor. Böylece daha düşük viskoziteye, daha yüksek stabiliteye ve hedefe güçlü bağlanabilme özelliğine sahip ilaç adayları çok daha kısa sürede ortaya çıkarılıyor.
Yapay zekâ Tüm İş Modelini Dönüştürüyor
AbbVie için yapay zekâ bugün sadece tedavi geliştirme süreçleri için değil, hem operasyonel süreçler hem de hekimlerle iletişim için stratejik bir araç. Yapay zekâ ve otomasyon teknolojileri sayesinde şirket paydaş ihtiyaçlarını daha iyi analiz edip kişiselleştirilmiş iletişim gerçekleştirebiliyor.
AbbVie Virtual Assistant, 7/24 hizmet veren bir AbbVie çalışanı gibi çalışanların her sorusuna yanıt verip onlara destek oluyor. Robotik süreç otomasyonu ile geliştirilen dijital çalışma arkadaşı Simon da ruhsatlandırma, kongre ve etkinlik yönetimi, finans, etik ve uyum gibi veri yoğunluğunun yüksek olduğu alanlarda kontrol, analiz ve veri girişi gibi süreçleri otomatikleştirerek hem operasyonel verimliliği artırıyor hem de süreçlerin hatasız ve kurallara uygun şekilde ilerlemesini sağlıyor.

AbbVie Türkiye Medikal Direktörü Dr. Sarper Erkeskin, şu ifadeleri kullandı:
“İnsan vücudu milyonlarca biyolojik veriyi aynı anda üretiyor ve bunların manuel olarak analiz edilmesi bir ömürden daha uzun sürebilir. Yapay zekâ sayesinde bu verileri çok daha kısa sürede anlamlandırabiliyoruz. ARCH platformumuzla 2 milyardan fazla bilgi noktasını birleştiriyor, generatif yapay zekâ ile ilaç tasarımını optimize ediyoruz. Amacımız, yalnızca yeni tedaviler bulmak değil, bunları hastalara her zamankinden daha hızlı ulaştırmak. Yapay zekâ ile tıpta yepyeni bir çağın eşiğindeyiz”











