Geleceğin meslekleri yapay zekâ, veri bilimi ve siber güvenlik etrafında şekilleniyor. Ziraat mühendisliği ise yeniden değer kazanıyor.
2025 Dünya Ekonomik Forumu verilerine göre, geleceğin meslekleri dijitalleşme ve yapay zekâ ekseninde şekilleniyor. Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör, bu dönüşüm sürecinde bazı mesleklerin tamamen ortadan kalkabileceğini, bazı yeni mesleklerin ise hızla yükseleceğini ifade etti. Özellikle yapay zekâ odaklı mühendislik alanları, bu dönüşümün merkezinde yer alacak.
Yapay zekânın tamamen veriye dayalı çalıştığını vurgulayan Prof. Dr. Güngör, büyük veri uzmanlığının geleceğin en önemli mesleklerinden biri olacağını belirtti. Yazılım geliştirme, bilgisayar mühendisliği ve siber güvenlik gibi alanlar da öne çıkan meslekler arasında yer alıyor.
Yapay zekâ temelli otomasyon, bankacılık, muhasebe ve kasiyerlik gibi geleneksel mesleklerde köklü değişiklikler yaratıyor. Prof. Dr. Güngör, “Önümüzdeki beş yıl içinde market kasiyerliği gibi birçok meslek, insanlar yerine makineler tarafından yürütülecek” dedi.
İşe alım süreçlerinde de yapay zekâ kullanımı yaygınlaşıyor. Avrupa ve ABD’de birçok şirkette, CV tarama ve değerlendirme süreçlerinde artık yapay zekâ sistemleri kullanılıyor.
Ziraat ve Gıda Mühendisliği Yeniden Öne Çıkıyor
Çevre sorunları, küresel ısınma ve sağlıksız gıda üretimi gibi sorunların artmasıyla, ziraat ve gıda mühendisliği gibi alanların yeniden cazip hale geldiğine dikkat çeken Güngör, “Doğaya dönüş ve sürdürülebilir üretim artık kaçınılmaz. Bu da bu alanlardaki mesleklere olan ilgiyi artırıyor” dedi.
Sanat ve Felsefe Alanlarına İlgi Azalıyor
Teknolojiye odaklanmanın, düşünsel ve sanatsal yaratıcılığı geri plana ittiğini belirten Prof. Dr. Güngör, üniversitelerdeki felsefe ve edebiyat bölümlerine olan ilginin azaldığına dikkat çekti. Bu durumun, insanlığın kültürel ve duygusal gelişimi açısından tehlike yarattığını vurguladı.
Teknolojik gelişmelere ayak uydurmanın önemine dikkat çeken Güngör, şu ifadeleri kullandı:
“Teknolojide gelişmek zorundayız ama insan kalmayı da başarmalıyız. Sanat, edebiyat ve felsefe gibi alanları terk etmek, bizi makinelerin yönettiği bir dünyaya götürür. Kendi ürettiğimiz teknolojinin bizi yönetmesine izin vermemeliyiz”